Son günlerde özellikle AK Parti-MHP koalisyonu cenahında çok enteresan gelişmeler oluyor. Neler olup bittiğini anlayabilmek için galiba öncelikle içinde bulunduğumuz hali iyi analiz etmek gerekiyor. Son beş yılda ekonomi, hukuk, dış politika, eğitim ve kültür alanında her şey dramatik bir şekilde kötüleştiği ve de artık böyle gitmeyeceği anlaşıldığı için ‘acı reçete’ ve değişim zaruret haline gelmiş bulunmaktadır.
İşte tam da bu yüzden denizin bittiğini
gören AK Parti yeni bir manevra yapma gereği hissetti, daha doğrusu mecbur
kaldı.
Öyle ki yıllardır Merkez Bankası
başkanlarını ‘faiz lobisi’ne hizmet etmekle ve ihanetle suçlayan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün Merkez Bankası’nın faiz arttırmasına izin
vermek zorunda kaldı. DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın tarihlerle ortaya
koyduğu cumhurbaşkanının “Faiz lobisi karnesi” bu konuda son derece
ibret verici:
- 2015 Şubat: “Vatanı satmak yüksek
faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle, ülkenin ve milletin kaynaklarını
heba etmekle olur.”
-2017 Aralık: “Enflasyonu doğuran
ana sebep faizdir.”
- 2018 mart: “Enflasyonun anası da
babası da faizdir, bunu bilmeyenler bilsin.”
-2018 Eylül ayında arttıran Merkez
Bankası’nı tehdit.
-24 Haziran seçimleri öncesinde: “Siz
bu kardeşinize yetki verin ondan sonra bu faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu keskin
manevrası sadece faiz konusunda değil elbette. Buna paralel olarak gerek
Erdoğan, gerekse Adalet Bakanı Gül ciddi bir hukuk reformu vaadinde de
bulundular. Cumhurbaşkanı neredeyse her gün yaptığı konuşmalarda reform vurgusu
yapmaya devam ederken, Adalet Bakanı Gül de , 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film
Festivali'nin akademik programında yaptığı konuşmada “Şüpheli ya da sanığın
peşinen suçlu sayıldığı bir sistemin adil ve güvenilir olması mümkün değildir”
sözleriyle bir kez daha reformda kararlılık mesajı verdi.
AK Parti cephesinde bu gelişmeler yaşanırken,
koalisyonun küçük ortağı MHP şimdilik çok açıktan muhalefet etmese de arka
kapıdan dolaşarak ‘reform treni’nin el frenini çekmeye çalışıyor. Mesela
MHP, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştiren CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasını isterken aslında dolaylı
olarak AK Parti’ye mesaj gönderiyor.
Eğer AK Parti gerçekten bir hukuk reformu
yapmak niyetindeyse, bu halen hiçbir hukuki temele dayanmayan yargılamaların
yeniden gözden geçirilmesini sağlayacaktır. Özellikle de Osman Kavala, Selahattin
Demirtaş ve Enis Berberoğlu ile ilgili sembol davaların sonuçlarını etkileyecek
nitelikte olacaktır.
İşte MHP’de alarm zillerinin çalmasına yol
açan tam da bu tür gelişmelerdir. Yani MHP demek istiyor ki, “Türkiye’yi
gerçek anlamda hukuk devleti olmaya götürecek bir ‘hukuk reformu’nda ben
yokum.”
Peki nasıl olacak bu iş?
Aslında AK Parti’nin önünde iki yol var;
ya ekonominin dayattığı şartlar yüzünden reform istikametinde yürümeye devam
edecek, ya da hukuk ve demokrasiye öcü gibi bakan MHP’nin ulusalcı kimliğine
sıkıca sarılıp eğer dizlerinin dermanı yeterse 2023’ü bekleyecek...
Ancak hemen hatırlatmakta yarar var;
Cumhurbaşkanı Erdoğan damadını bakanlıktan alma pahasına girdiği bu yeni yolda
yeni bir ‘hukuk reformu’ vaadinden geri dönemez. Ayrıca bu reformdan
vazgeçecek idiyse, yıllarca karşı çıktığı faiz artışına neden izin versin ki...
Artık ok yaydan çıkmıştır, tren yoluna devam etmek zorundadır.
Henüz erken olduğu için çok dikkat
çekmiyor olabilir ama, dünyadaki yeni değişim trendi MHP’ye olan ihtiyacı boşa
çıkarabilir. Kuşkusuz bu yeni dönem hiç kolay olmayacaktır. Bir kere MHP’siz
bir AK Parti’yi düşünmek bile mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda MHP ile
birlikte yapılan bütün tasarımlar yerle bir olacağı için, yeni bir kurguya
ihtiyaç olacaktır. İşte orası siyaseten bilinmez bir yoldur...
Şimdilik bir kehanet gibi görülebilir
belki ama, bu sürecin sonu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden vazgeçmeye
varırsa hiç şaşırmayalım.
Çünkü bu sistemle Türkiye’nin ekonomide,
hukukta, eğitimde, sağlıkta, dış politikada sorunlarını çözmesi ve demokratik
dünya ile birlikte yürümesi mümkün değildir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.