Gitme vakti geldiğinde bazı aşklardan geçiliyor, Sezen şarkısını bile söylemişti:
"Gidiyorum bütün aşklar
yüreğimde/Gidiyorum kokun hala üzerimde/Sana korkular bıraktım bir de yeni
başlangıçlar/Bir kendim bir ben gidiyorum..."
Ama dünyadan ayrılmak daha zor geliyor.
Yavukludan ayrılmak gibi değil.
Nimetlerine tutkuyla bağlanıldığında dünya
aşkı, sevgiliye duyulan tutkudan çok daha ağır basıyor.
Vedalaşılmıyor öyle bir ağıt yakılarak.
Ömrü, üç günlük dünyaya
değmeyeceğini vaaz etmekle geçenler bile o gün gelip çattığında ayak
diriyor.
Tabuta 'imam kayığı' derler bizim
halk ağzında. Hristiyan ağzına 'papaz kayığı' olarak çevirebiliriz
sanırım.
Papaz kayığı, Trump iktidarı için kalkıyor
bu kez.
Ne gariptir ki; o kayığa Trump'ı
bindirmemek için ağlayarak Tanrı'ya yakaran dindar kadın ve erkekler
görüyoruz.
Seçim merkezlerinin önünde diz çökmüş dua
ediyor, gözyaşları içinde kendilerinden geçiyorlar. Trump gibi dinen bozuk,
ahlaken dibin dibindeki düşük bir karakter için üstelik.
Dünyevi iktidar aşkı, sadece insana karşı
hissedilen aşktan mı daha tatlı, hayır.
Vaat edilen ebedi saadete kavuşma
inancından da tatlı ki...Sırası geldiğinde, kendilerini bekleyen papaz kayığına
siyaseten dahi binip gidemiyorlar.
İnsandan insana aşkta bazen kalmak,
gitmekten zor.
İktidar sevdasındaysa gitmek her zaman
zor, koltuğa yapışıp kalmak için her mihnete katlanılıyor. Her rezillik göze
alınıyor.
Şaşkınlıkla izliyorsunuzdur, nasıl
da transa geçmiş Tanrı'dan medet umuyor Cübbeli Trumplarla Cübbeli Sarahlar.
Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders,
2016'da Trump'ın başkan seçilmesini Tanrı'nın muradı olarak açıklamıştı.
Hristiyan Yayın Network'üne yaptığı açıklamaydı.
Sanders "Tanrı Trump'ın başkan
olmasını istedi, orada olmasının sebebi budur" demişti.
Gelmesi Tanrı'nın isteğiyse,
gitmesi niye değil?
Papaz kayığından kaçmak; Tanrı'nın
arzusuna karşı gelmek, kaderine isyan etmek olmaz mı?
Dünyadan da iktidardan da ayrılmaya hiçbir
zaman hazır olamıyor Ademoğlu. İnancı, itikadı ne söylerse söylesin...
Ölümlü hayata tamah etmeyenleri, öbür
tarafta ebedi mutlulukla müjdeleyenlerde de durum değişmiyor.
Aslında Sezen, bu çelişkinin
ipucunu da vermişti bize aynı şarkıda:
"Zaman sadece birazcık
zaman/Geçici bu öfke, bu hırs, bu intikam/Acılarımız tarih kadar eski/Nefes
alıp vermek misali olağan..."
Din kavgası süsü verilen iktidar
mücadelelerin yaşattığı acılar, tarih kadar eski.
Diyanet Vakfı'nın İslam Ansiklopedisi
elinizin altında. İnternetten girip ulu peygamberlerin kıssaları kutsal
kitaplarda nasıl anlatılıyor, din bilginleri o kıssaları nasıl yorumluyor
bakabilirsiniz.
Özellikle Tevrat versiyonları...
Hz. Adem'in çocuklarının yeryüzünde
iktidar kurma macerası kardeş katliyle başlıyor. Çiftçi Kabil'in, çoban Habil'i
kıskançlık krizinde öldürmesiyle. Kadınında ve malında gözü kaldığı için. Tanrı'nın
lütfu ve bereketiyle Habil'in daha çok kazanmasını, daha güzel eşin ona
düşmesini çekemiyor.
Kabil soyu tufanla yok oluyor. Ama
kardeşlerin miras ve dünyalık kavgası biter mi?
Hz. Nuh'un çocukları Sam ile Ham'ın
kavgası, bugüne dek süren bir kan davası.
Sam ve soyu, Tanrı'nın Ham'ın oğlu Kenan'ı
lanetlediğine, mallarını ve soyunu kendilerine helal kıldığına inanıyor.
Bereketli topraklarının da kendilerine vaat edildiğine. Böyle yazılıyor hikaye.
Sami ırktan Hz. İbrahim'in ikinci oğlu
İshak'la annesi, ilk oğlu İsmail'le annesini kıskanıyor. Maddi ve manevi mirasa
ortak etmek istemiyor, evden sürdürüyorlar. Yüklü miras İshak'a kalıyor.
Hz. İshak'ın oğlu, İsrailoğulları'nın
atası Yakup, Tevrat'a göre önce doğan ikiz kardeşinin ayağını kaydırıyor.
Annesiyle bir olup ilk oğulluk haklarını hileyle elinden alıyor.
Hz. İbrahim soyunun İsmail kolunda da
farklı değil.
Hz. İsmail, Sami kavimlerden Arapların iki
ana kolunun da atası kabul ediliyor. Biri Adnaniler, diğeri Kahtaniler...
Adnan, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in
ceddi...
Kahtan'ın soyuysa Yemen kabilelerinde kök
salıyor.
Ve Muaviye ile Kahtani eşinden oğlu Yezid,
Adnanilere karşı üstünlük kompleksiyle iç iktidar savaşına giriyor. Yezid, Emevi
saltanatı uğruna Hz. Peybamber'in torununun kanını dahi döküyor.
Dinler tarihi, kardeş kavgalarının da
tarihi. Fakat kavga, dünya için...
Din, bugün hala insani zaaflara, dünyevi
ihtiraslara alet edilmiyor mu?
Papaz kayığına binip dünya nimetlerinden
ayrılmak Cübbeli Trumplara zor gelmiş. Niye şaşırıyoruz ki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.