Türkiye siyasetinde herhangi bir partinin HDP ile birlikteliği yoğun tartışma konusu. HDP’nin Kandil ya da PKK ile ilişkisi bu parti ile her türlü yan yana gelişi problemli hale getiriyor. Şu sıralar yoğun biçimde Millet İttifakı’nın ve daha çok da o yapının paydaşı olan İyi Parti’nin HDP ile de ortak hareket edip etmediği tartışılıyor. Hesap belli, bu tartışmalar sonucu İyi Parti ya da HDP’nin Millet İttifakı’ndaki konumu değişirse, iktidar karşısındaki blok çatlamış olacak.
Peki MHP ile ittifak sorunlu mu?
HDP ile ilişkinin sorunlu olmasından yola
çıkıp, böyle bir soruya gelinir mi? Ne demek bu? MHP ile HDP’yi aynı kefeye mi
koyuyoruz yani?
Siz bu soruyu sorun ben de Bahçeli’nin
Çakıcı ile ilgili sözlerinin ne anlama geldiğini ve bu anlamın Ak Parti’yi
ilgilendirip ilgilendirmediğini sorayım.
Bahçeli çok açık bir söz söyledi: “Çakıcı
benim dava arkadaşımdır.”
Peki bu sözün anlamı nedir? Mesela
Bahçeli’nin Çakıcı ile ilgili “Babası ülkücüydü” sözü de önemli ama “Dava
arkadaşımdır” ifadesinin ondan farklı ve daha ötede bir aidiyeti ifade
ettiği açıktır.
Demek ki ortada bir dava var ve
Bahçeli ile Çakıcı o davada buluşuyor.
Dava misyon demek.
O zaman bakılacak olan Bahçeli ve
Çakıcı’nın hangi misyonda buluştuğudur.
Bahçeli bir siyasetçidir, Çakıcı ise “suç
örgütü lideri” olarak Türk mahkemelerinde mahkumiyeti kesinleşmiş
birisidir.
Muhtemel ki Bahçeli, Çakıcı’nın mahkum olduğu
“suç örgütü liderliği”nde buluştuklarını ifade etmek istememektedir.
Ve muhtemel ki, Çakıcı ile arasında “başka
işler”de bir “dava arkadaşlığı” bulunduğunu anlatmaya çalışmaktadır.
Bir kısmı medyaya da yansıyan bu “başka
işler”in “devletin kimi örtülü operasyonları” olduğunu söylemek
yanlış olmaz.
Anlaşıldığına göre Devlet, kimi ülkücü
elemanları muhtemelen yurt dışında kimi örtülü operasyonlarda görevlendirdi.
İşin ilginç yanı şu ki bu elemanlardan
bazıları ülke içinde de suç örgütü oluşturdular ve bir tür mafyalaşma işine
karıştılar.
Bu süreçte “Devlet” ile ilişkileri
neydi, nasıldı bilinmiyor. Mafyalaşma Devlet’in bilgisi dahilinde miydi, öyle
ise Devlet buna nasıl göz yumdu, Devlet içindeki kimi birimler- kişiler
mafyatik ilişkilerden rant devşirdiler mi, bunlar da bilenlerin bildiği ama kamuoyunda
pek yankı bulmayan işler.
Bir Susurluk yaşandı. Orada Siyaset –
Devlet ve Ülkücü yapının bir kanadının içiçeliği ortaya döküldü. Ama herkes
biliyor ki Susurluk’un kimi boyutları muamma olarak kaldı.
İşin ilginç yanı yakın zamanda Susurluk’tan
tanınan bazı isimlerle Bahçeli’nin gayretleriyle cezaevinden çıkan Alaaddin
Çakıcı bir fotoğrafta buluştu ve o fotoğrafın medyaya yansıması sağlandı.
İşte bütün bu sürecin sonunda Bahçeli “Çakıcı
benim dava arkadaşımdır” sözünü söyledi.
Belli ki Bahçeli bu sözü söylemekte bir
çekince görmedi. Aidiyeti bir onur gibi sergiliyor. Son zamanların klişe
ifadesi ile “Diyecek bir şey yok.”
Ama sanırım iktidarın asıl sorumlusu
olarak Ak Parti’ye ve Hükümet’e diyecek bir şey var.
Şu andaki iktidar yapısı AK Parti’ye
MHP’nin sağladığı destekle mümkün oluyor. MHP lideri “Çakıcı dava
arkadaşımdır” diyor. Çakıcı’nın, Susurluk süreciyle bağlantılı isimlerle
ilişkileri var. Susurluk süreci Devlet bünyesinde farklı derinlikleri
çağrıştırıyor.
Bu denklemde bir gariplik olduğu açık
değil mi?
Bir soru şu: Ak Parti liderliği çözdü mü
tüm bu ilişkilerin çerçevesini? Halen devlet bünyesinde derin yapılar mevcut mu
ve şu anda Çakıcı’nın ilişkileri bu derinliklerle ne ölçüde bağlantılı?
Diğer soru şu: Bir suç örgütü liderliği
ile dava arkadaşlığı, MHP ile ilişkiyi sorunlu hale getirmiyor mu?
Ak Parti’nin mevcut sistem içinde MHP desteğini “Eli mahkûm” konumunda kabul ettiği bir gerçek. Yüzde 50 artı 1 gerçeği böyle söylüyor.
Ak Parti’nin geçmişte MHP’ye karşı ciddi
rezervleri vardı. Ama son süreçte MHP desteğine mahkûm hale gelindi. Bu
ilişkinin evet Ak Parti’ye iktidar sağladığı ama bir imaj yüklediği de
muhakkak. İktidardan mı o imajdan mı vaz geçmek dendiğinde iktidar cazibesinin
ağır bastığı görüldü. Ama o “İmaj”ın bir şeyler götürdüğü de açık. Giden
şeyin “oy” olduğu da açık. Artık giden oy MHP’ye mi gidiyor yoksa başka
partilere mi onun hesabını yapmak Ak Parti yöneticilerine düşüyor. Ama MHP ile
iş birliğinin bir bedele dönüştüğü, hele Çakıcı ile ilişki ayan beyan ortaya
çıktığına göre çok da savunulamayacak bir bedele dönüştüğü ortada.
“Kayıt dışı siyaset” el yakar, dikkat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.