Acaba neyimiz Yerli, neyimiz Milli? Bu sorunun cevabını bizim yazmamızın da bir hükmü yok. Çünkü, sorunun cevabı bilimsel bir veriye dayanmıyor; inanca dayanıyor.
Efendim yerli ve milli hareket ile Lozan
sonrası Türkiye ilk kez kurtuluş mücadelesi veriyor. Artık kimsenin
boyunduruğuna girmeden bağımsız politikalar oluşturuyoruz. İşte bu bağımsızlık
mücadelemiz başlayınca şer-dış güçler bize ekonomiden saldırıyor.
Dolar değer kazanıyorsa bu şer güçlerin
bize bağımsızlık karşıtı hamlesidir. Bizim hiçbir suç ve günahımız yoktur.
Hele IMF...
Onların eline de Rabbim kimseyi
düşürmesin.
Ülkenin eski yöneticileri de zaten
kendilerini devletin sahibi gören Batı’nın kölesi kadroları ile ağ örmüştü. Bir
avuç elit ise Ülkeyi babalarının malı gibi kullanmaya alışmışlar.
İşte bu nedenle ezan susmayacak, bayrak
inmeyecek. Millet bölünmeyecek, vatan parçalanmayacak ve ülke büyüyecek.
Türkiye faiz, kur, enflasyon prangasıyla
modern kapitülasyonlara mahkûm olmayacak.
***
Gelelim gerçeklere...
En büyük sorunumuz büyüme. Büyüme ise
yatırımlarla sağlanır. Yabancıyı bırakın yerliler de 2015’ten beri
yatırımlarını kestiler.
En büyük sorun hak-hukuk-adalet
çerçevesinde ‘Mülkiyet güvencesi’. Yarını görebilen var mı? Yatırım için
mevcut yönetim güven veriyor mu? Sonuç azalan yatırımlarda net şekilde
görülüyor.
Türkiye’de Ağustos 2018’de çalışan sayısı
29 milyon 318 bin kişiydi. Şimdi ise çalışan sayısı 27 milyon 554 bin kişidir.
Bunun yarısı pandemi diğer yarısı da yanlış ekonomi yönetiminin sonucudur.
Çünkü Ocak 2018-Ocak 2020 arası çalışan sayısında da 763 bin kişilik düşüş
vardı.
Zaten yatırım yoksa artan nüfusa da
istihdam yok demektir. Biz şu anda eski kurulu fabrikaları veya esnafı dahi
işletemiyoruz. Nitekim üç yıllık büyüme istihdam açısından aslında sıfır
seviyesinde.
Ülkede geniş tanımlı işsiz sayısı 10
milyon kişiyi aştı. Ve geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 30’u geçti.
Acaba sormak lazım: Büyük mücadele
verdiğini iddia eden Venezuela ve Başkanı Maduro’dan farkımız nedir?
Açlık, yoksulluk, işsizlikten daha büyük
yönetim felaketi olabilir mi?
Yerli ve Milli neyimiz var derseniz;
devasa bir işsizliğimiz var deriz. Hem de yıllardır süren bir kronik yüksek
işsizlik. Çünkü üretemiyoruz ve bilimsel kalkınma sağlayamıyoruz.
Ülke adeta yozlaşıyor.
Bilim geriliyor, üretim artmıyor,
çalışacak alan daralıyor.
Böyle bir yönetimin Yerli ve Milli ne işi
olabilir?
***
Yerli ve Milli derken biraz işlerimize
bakalım:
Köprüler Amerikan doları ile
Otoyollar Amerikan doları ile
Şehir hastaneleri Amerikan doları ile
Havalimanları Amerikan doları ile
Kendi ülkesinden kendi Vatandaşlarından
borçlanması bile Amerikan doları ile...
Ama bize kendi ülkesinden kendi
vatandaşlarından yabancı para ile yapmayı yasaklayan ve TL ile borçlanmayı
dayatan kimdi? Evet, İMF...
Rabbim onların eline kimseyi düşürmesin:
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarından Amerikan
doları ile borçlanma prangasından Yerli ve Milli söylemle nihayet
kurtulduk.
Amerikan doları ile verdiğimiz Hazine
garantilerine ek olarak kendi vatandaşlarımızdan bile Amerikan doları ile
borçlanmaya başlayabildik. Rabbim nasip eyledi...
***
Babalarının malı gibi kullanan bir avuç
elit Batı kölesi kadrolara karşı kapitülasyon mahkumiyetini de hallettik.
Dünya’da en çok kamu ihalesi alan 10
firmanın 5’i bizde. 158 milyar dolar Hazine garantisi verdik bu sayılı
büyüklerimize.
Artık 83 milyon olarak çalışıp
öderiz.
Onlarınki kapitülasyon olamaz; sadece
Hazine garantisi tabi. Yerli ve Milli 5-10 müteahhide çalışmak ve onların
Hazine garantilerini ödemek kutsal görevimiz mi bilmiyorum.
Öğreneğiz.
Evet, öğreneğiz.
Gerçeklerin ne olduğunu öğreneğiz.
Söylenen sözlerin de ne olduğunu
öğreneğiz.
Ve evlatlarımızın karanlık ve yozlaşmış
bir ülke yerine aydınlık geleceği için öğrenmek ve öğretmek zorunda olacağız.
Asıl bu bizim Milli görevimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.