İnsanlar her zaman kolay ve kısa yoldan kâr elde etmek ister. Kuşkusuz insan için en büyük kazanç Allah’ın rızasını kazanmak ve rahmetine nail olmaktır. Rahmetin yağmur gibi sağanak, sağanak yağdığı mevsim ise Ramazan ayıdır.
Allah’ın rahmet ve
rızasına ulaşmanın en kısa yolu da Ramazan ayıdır. O halde, her insan
vicdanının derinliklerinde yer alan bu kısa ve kolay yoldan Allah’ın rahmetini,
lütfunu ve rızasını kazanma arzusuna ciddi kulak vermeli ve adeta ayakları
altına serilmiş bu kazanç yolunda bütün benliğini seferber etmelidir.
Rahmete, ilahi
merhamete kavuşmanın en önemli bir yolu başkalarına merhamet etmektir, şefkat
elini uzatmaktır, yardımda bulunmaktır. Peygamberimizin (s.a.v) ilahî rahmet
yolunu gösterirken kullandığı şu sözleri oldukça manidardır: “Allah, merhametli
olanlara rahmetle muamele eder.
Öyleyse, sizler
yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size merhamet
etsin. Özellikle rahim (akrabalık bağı) Rahman’dan bir bağdır. Kim bu sıla-i
rahim bağını korursa, Allah da onunla (rahmet bağı) kurar, kim de bu bağı
koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır.” (Ebû Dâvûd, Edeb 58;
Tirmizî, Birr 16)
Bu hadis,
merhametin ehemmiyetini anlatmak açısından çok önemlidir. Merhametli olanlar
derken ifadenin mutlak bırakılmış olması dikkat çekicidir. Yani hadisin ifadesinde ‘insanlara’ veya
‘mü’minlere’ veya ‘sâlihlere’ veya ‘fakirlere’ diye bir kayıt yoktur. Öyleyse
bütün mahlûkata karşı merhametli olmak söz konusudur.
Yani yeryüzünde
bulunan sâlih-fâcir bütün insanlara, ehlî-vahşî bütün hayvanlara karşı
gösterilecek merhamet, Rahman’ı yâni rahmetine nihayet olmayan Allah’ı hoşnut
edecek bir davranıştır. Allah’ın merhametli olanlara merhamet etmesi demek,
onlara ihsanını bol kılması, ziyade ikramda bulunmasıdır, onları mağfiret
etmesidir. “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”( Buhârî, Edeb, 18; Müslim,
Fedâil, 65) düsturu da ayrı bir terennümün sesidir.
BİZE UZANAN
RAHMETİN ELLERİNİ BOŞ ÇEVİRMEYELİM
“Evet, şu hadsiz
kâinatı şenlendiren, bilmüşahede rahmettir. Ve bu karanlıklı mevcudatı
ışıklandıran, bilbedahe yine rahmettir. Ve bu hadsiz ihtiyacat içinde
yuvarlanan mahlukatı terbiye eden, bilbedahe yine rahmettir. Ve bir ağacın
bütün heyetiyle meyvesine müteveccih olduğu gibi, bütün kâinatı insana
müteveccih eden ve her tarafta ona baktıran ve muavenetine/yardımına koşturan,
bilbedahe rahmettir. Ve bu hadsiz fezayı ve boş ve hâlî âlemi dolduran,
nurlandıran ve şenlendiren, bilmüşahede rahmettir.
Ve bu fâni insanı
ebede namzed eden ve ezelî ve ebedî bir zâta muhatab ve dost yapan, bilbedahe
rahmettir.” (Sözler,10 ) Öyleyse bu rahmet ayında rahmet sahibi rabbimizi razı
etmek suretiyle rahmetinin dergâhına uzanalım. Tembel tembel gelip yan yatmakla
bize uzanan rahmetin ellerini boş çevirmeyelim. Bilakis bu ayda bize özel
olarak uzanan rahmetin elini öpelim, başımıza koyalım, rahmeti hürmetle
karşılayalım ki rahmete layık olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.