Hemen söyleyeyim, bu kriz uzun sürecek. Erdoğan-Biden görüşmesi haziran ayında NATO toplantısında olacak. Türkiye, masaya soykırım iddiaları yanında, 15 Temmuz, PKK konularını da getirecek. Ama bir uzlaşı çok kolay değil. Tabii bu toplantı olursa! Toplantı olsa bile o zamana kadar yaşanacak olaylar, konuyla ilgili gelişmeler bu görüşmeyi imkansız hale getirebilir. Geçmişte de ABD ile birtakım sorunlar yaşandı. Kıbrıs harekatı, haşhaş ekimi gibi. Hatta iş ABD’nin 21 üssünün kapatılmasına kadar gitti. Sonra yine açıldı. O günlerde Türkiye’ye ambargo uygulayan ABD’nin 21 üssü kapatıldı. 5.000 Amerikan askeri ülkesine döndü ve sonra işler eski haline geri döndü. Amerikalılar geri geldiler, yine darbe yaptılar, yine teröre destek verdiler. “Muavenet”i vurdular ne oldu? Goliath’ı batıran geminin adını taşıyan Muavenet’e ABD savaş gemisi Saratoga’dan 2 füze fırlatıldı. ABD gelip Ege’de gemimizi batırdı ne oldu! Kaza! Eşref Bitlis’i kim, niçin öldürdü? FETÖ nerede yaşıyor, Fehriye Erdal’ı hangi ülke koruyor. Ya da PKK’ya kim destek veriyor.
Hamaset yüklü büyük laflar ediliyorsa, bu
işten yine bir şey çıkmayacak demektir. “Laf ile bir sürü söz” yerine “az
laf çok iş” daha önemlidir. “Ayinesi iştir kişinin laf’a bakılmaz”.
Tabii öte yandan, “bekara karı boşamak kolay”. Eğer “reel politik”
putunun sözlerine kulak verecekseniz, oturun oturduğunuz yerde. Ayran
köpürtmeyin. Ama, Hz. Musa’yı hatırlayıp, diyorsanız ki, “Önümde deniz,
arkamda Firavun’un orduları da olsa, Allah bana yeter” buyurun yürüyün o
zaman. Eğer diyorsanız, Golyat’ın / Calud’un 100.000 kişilik ordusuna karşı,
300 inanmış adam yeter, hatta onlar, bir yandan istişare ederken, öte yandan
ıslak elbiselerini sıkarken, çocukluktan gençliğe geçiş döneminde, elinde
kılıcı, sırtında zırhı bile olmayan Davud sapan taşı ile bu işi bitirebilir, o
zaman hadi! Onların fil orduları varsa, sizin için yardıma gelecek ebabil
kuşlarınız var! Hani ramazanda bol bol hatim yapıyoruz da, okuduğumuz ve “amenna
ve saddakna” dediğimiz ayetlerde böyle şeyler yazıyor da!
Sahi sizin mekteplerinizde insanlar böyle
bir geçmiş ve gelecek, inanç, cesaret ve kararlılıkla mı hayata
hazırlanıyorlar. İşte o zaman halimiz harab. O zaman “içimizdeki
beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” diye
düşünelim ve nerede yanlış yaptığımıza bakalım. Zira, biz kendimizi
değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Bu aile
hukuku, bürokrasisi, siyaseti, maarifi ile mi siz “Haydi yavrum haydi git,
ya gazi ol, ya şehid” diye evlatlar yetiştireceğinizi mi, düşünüyorsunuz!
Bu ETCEP ve Fulbright yönergeli okullardan mı çıkacak böyle nesiller. Oralardan
yetişen Faruk’ları, Fatih’leri görüyoruz.
Bakın, ABD “soykırım”ı tanıdı.
Bunun 2. aşaması tazminat talebi, ardından da toprak talebi olacaktır. Bakın
bunun için ABD’de ve Uluslararası mahkemelerde yeni davalar açılacak, konu
BM’nin gündemine getirilecektir. Zaten daha önce açılan davalar vardı, şimdi
onlar beklemedeydi, derdest hale getirilecektir. FETÖ, PKK ve Türkiye
karşıtları hepsi bu konuda lobi faaliyetleri yapacaklar. ABD yarın ambargo
talebinde de bulunabilir. Halkbank, Zarrap konusunu da tekrar gündem yapabilir.
Türkiye’de ve yurtdışında Türkiye aleyhindeki faaliyetlere destek verebilir.
Ben, öncelikle şu DSÖ ve dünya uzay
ajansı, gıda ve ilaç, aşı anlaşmaları, iklim değişikliği, hayvan hakları gibi
Global Reset çerçevesindeki projelerden, anlaşmalardan hemen vazgeçelim. Bakın
“oltayı yutan balık yem istemez” Oltayı yuttuk mu, yutmak üzere miyiz
bilmiyorum. Biz başka şeylerle uğraşırken, onlar “ıslah edicileriz” maskesi ile
içeriye girip köşe başlarını tuttular bile. Bizi eve hapseden akıla ve
içimizdeki Bill’in adamlarına dikkat!
“Başta İncirlik olmak üzere
Amerikan üs ve tesislerini boşaltalım” sesleri yükseliyor. ABD’de artık Irak ve
Suudi Arabistan topraklarına yerleşince en azından bazı tesisleri kapatabilir.
Zaten askerlerini çektiği bölgelere paralı askerler ve paramiliter grubları
yerleştiriyor. Şimdi bir de Humanoidler geliyor. Yani Siber ordular nöbeti
devralıyor. RF ve Laser silahları ile uzayı da işgal ettiler, Radarlara da
gerek kalmadı büyük ölçüde. Yeni sistemler denizaltını, yeraltını da tarıyor.
5G deseniz zaten tam bir intihar planı.
Bakalım Türkiye, BM ve Uluslararası
Adalet Divanına konuyu taşıyacak mı? 15 Temmuz’daki İncirlik, İstanbul ve
Ankara’daki ABD bağlarını gündem yapacak mı. 1914 sonrası batılı ülkelerin
Ermeni, Rum birtakım unsurları silahlandırıp, dört bir yandan bu paramiliter
grublar üzerinden ülkeyi kana bulamaya başlaması ile yaşanan mukatele gerçeğini
dünyaya anlatabilecek mi? Ben anne tarafından Osmaniye baba tarafından
Maraşlıyım. Fransızlar gelmeden, onların desteklediği bu unsurlar suikastlara
başladılar. Gelince de zaten ellerinde Fransız silahları, sırtlarında Fransız
asker elbisesi vardır. Bir de kandırıp ya da zorla getirdikleri Cezayirli ve
Senegalli Müslümanlar vardır. Zorla savaşa sokulan bu insanlara yapılan bir
insanlık suçu idi aslında. Bu olanlar bir savaş suçu idi.
Çanakkale’de Osmanlı’da Enver Paşa
methiyesi vardı. Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal aldı Enver Paşanın yerini.
Üzerine bir de hamaset şalı ve Anzak ayini perdesi örtülünce hakikat görünmez
oldu. Oysa İngilizler Hindistan’dan getirdikleri Müslümanları, Fransızlar da
Senegal’den getirdikleri Müslümanları karaya çıkarmışlardı büyük ölçüde. Ve
bugün İngiliz ve Fransız mezarlıklarında yatanların önemli bir kısmı Hindistan
Müslümanı ve Senegal Müslümanı ve onlar Halifeyi kurtarmak için geldiklerini
düşünüyorlardı. Buyurun bunu dava konusu yapalım. Senegal ve Hindistan
Müslümanlarının mezarlarını Hristiyan mezarlığından ayırıp gıyabi cenaze
namazlarını kılalım. Bu utancı yüzlerine çarpalım.
NATO’ya CENTO’ya, RCD’ye bağlıyız değil
mi? AB üyeliği için 40 yıldır kapıda bekletiliyoruz. AB üyesi Yunanistan ve
NATO’dan müttefikimiz ABD, Türkiye sınır boyunda, bize karşı tatbikat yapıyor
ve Yunan bakan gelip, ülkemizde söyleyeceğini söylüyor ama kınama, protestodan
başka yapacak bir şeyimiz yok. Bu nesil MEİS gerçeğinden bile habersiz.
Laiklik, çağdaşlık tartışmaları ile bu milletin dini, tarihi ve gelenekleri hep
baskı altına alındı, hep yutkunduk. Bu Biden, bugünkü yönetime karşı muhalefete
destek vereceğini söylüyor, bizimkiler “buradayım, buradayım” diye
kendini göstermeye, beğendirmeye çalışıyor.
Sonuç ortada.
“Karanlık aydınlığın yokluğudur”.. Bize ışık
gerek, kafası bilginin, kalbi imanının nurunu yayan dürüst, bilgili ve cesur
insanlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.