‘Ermeni soykırımı’ iddiaları, yıllardır Türkiye karşıtı siyasetçilerin malzeme konusu. Bu gerçeği yıllar önce gören Atatürk hem uluslararası basına yaptığı açıklamalarda hem de Nutuk’ta bu iddialara cevaplar veriyor. Atatürk 3 Mart 1921’de Amerikalı gazeteciyle yaptığı mülakatta da 1915 olaylarını anlatıyor...
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Ermeni
iddialarına karşı mücadeleye iddialar ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren
başlamıştı. Cevap ve tepkilerini yabancı basın üzerinden dünyaya aktarıyordu. 3
Mart 1921’de Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit ile röportajında da 1915
olaylarına ilişkin açıklamalar yapmıştı. Atatürk’ün yanıtları özetle şöyle:
Tarihçilerden Joe Bidena tepki: ABDnin
kullandığı soykırım ifadesi hukuki değil, siyasiTarihçilerden Joe Biden'a
tepki: ABD'nin kullandığı 'soykırım' ifadesi hukuki değil, siyasi
C.K.Streit: “Harbi Umumi esnasında
yapıldığı ağızlarda dolaşan Ermeni katliam ve tehciri hakkında hükümetinizin
resmi görüşü nedir?”
Atatürk: “Rus
ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman
çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin
gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. İkmal ve yaralı
konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar
tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu. Çeteler, silah,
cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından
kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek
büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyordu.
‘TEHCİR MECBURİ KARARDI’
İngiltere’nin barış zamanında ve
harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye kayıtsız bakan
dünya, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için
bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize iftiraların aksine, tehcir edilmiş
olanlar hayattadır ve çoğu, şayet İtilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye
zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”
'AMERİKAN GENERALİ ŞAHİTTİ'
C.K.Streit: “Ermeniler ve Rumlar
tarafından Türklere karşı vukuu rivayet edilen katliam hakkında ne dersiniz?”
Atatürk: “Gerek
Umumi harp sırasında gerek Mütareke’den sonra Ermeniler ve Rumlar tarafından
Müslüman ahaliye yapılan zulümler üzerinde durmak uzun bir hikâye olur.
Brest-Litovsk Antlaşması’nın yapılmasını müteakip Rusların Doğu vilayetlerimizi
tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve
tahribat herkesin malumudur. Sivas’ta benimle görüşen, daha sonra bu bölgeleri
ziyaret edip Ermeni çetelerinin davranışları hususunda gözlemlerde bulunan
Amerikalı General Harbord, Amerikan kamuoyunun malumat temin edebileceği bir
şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Oltu bölgelerinde Alexandropol
Antlaşması’na kadar cinayetlerine devam etmişlerdir.”
'ERİVAN'DAKİ MÜSLÜMANLARI
KATLEDİYORLAR'
Atatürk’ün, TBMM’de 24 Nisan 1920’de,
devam eden Ermeni çetelerinin katliamları hakkındaki açıklamaları özetle
şöyle:
“Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti
bölgesi dâhilinde İslam ahaliyi imha etmekle meşguldür. Biz, İngilizleri,
Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harbi Umumi’de yapılmış
olan vakanın tekrarlanmasına dair şüphe vermemek için bu malum bölge dâhilinde
bulunan İslam ahalinin sınırımızı geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi
koşmakta tereddüt ettik. Fakat oradaki İslam ahali her taraftan hamisiz kalınca
kendi hayat ve namuslarını muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.”
ANKARA'DA 26 GÜN
ABD’li gazeteci Clarence K. Streit, Public
Ledger adlı gazete için çalışırken 1921’de Türkiye’ye geldi. Anadolu’yu gezdi,
Ankara’da 26 gün kaldı. Yüzlerce fotoğrafla desteklediği notlarını ve Atatürk
ile röportajını kitap olarak yayımlamak için bir araya getirdi. Bu kitap yıllar
sonra Osmanlı tarihçisi Heath Lowry tarafından ‘Bilinmeyen Türkler’ adıyla
yayımlandı.
NUTUK'TAKİ CEVAPLAR
Atatürk, Nutuk’ta Ermeni çetelerinin
Anadolu’da yaptığı katliamları şöyle anlatıyor: “Şüphe etmemek gerekirdi
ki, Ermeni katliamı konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine güney
bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri
koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara
saldırmaktaydılar. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde
öldürme ve imha siyaseti gütmekteydiler. Maraş’taki feci olay bu yüzden
çıkmıştı. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli
tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce
çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.
"Yirmi gün devam eden Maraş
katliamında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu olay
hakkında İstanbul’daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı
yaratanları, yalanlanamayacak bir şekilde ortaya koymaktaydı."
Adana ili içindeki Müslümanlar,
tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında
her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı. Canlarının ve
bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı
uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve
onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan
vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.