"AK Parti’nin en büyük vebali şudur: Bu topraklarda cumhuriyetin en önemli kazanımı alın teriyle namusla çalışılırsa başarılı olunabileceğine dair bir düzenin kurulmasıydı. Bizim gibi milyonlarca insan parasız yatılı okullarda okuyarak alın teriyle çalışarak başarılı olabildi ailelerini de daha iyi bir hayata taşıyabildi. Gelenekler ile cumhuriyet iklimi birbirini tetikledi ve ülke bir yere geldi. Bugün ise eğitim üzerinden, alın teriyle çalışarak başarılı olma şansı yok. Bu genç adam gibi güce yaklaşarak kısa yoldan zengin olabilmenin mümkün olduğu bir dünya ile karşı karşıyayız. Çocuklarınıza akşam eve gittiğinizde o size bu fotoğrafları gösterirken siz ne nasihat edeceksiniz?
'YAYINLANAN AÇIKLAMAYI MUHTEMELEN O DELİKANLI YAZMADI'
Buna benzer olaylarda AK Parti daha sert tepki
verseydi bu saçmalığa ulaşmazdı. Bir danışman grubunun kokain görüntüleri,
diğer grubun balyalarla parası çıkıyorsa bu partinin de kabahati. Yayınlanan
açıklamayı muhtemelen o delikanlı yapmadı, partinin kurumsal iletişimcileri
yazdı. Çünkü o cümleleri o kişi kuramaz. AK Parti vaktinde tepki zamanında koymadı
hatta teşvik etti. Bir zamanlar Hatay’da trafik polislerinin ceza kestiği genç
babası milletvekili olduğu için karakolda polisleri karşısına dizip hesap
sordu. O zaman AK Parti durun ne oluyor demediyse bugün artık bu görüntülere
bizim alakamız yok diyemez. Çünkü rol modelin ne olduğu belli.
'BİZ DUYGUSU PARÇALANDI, HAKİKATLE İLİŞKİMİZ BOZULDU'
Türkiye toplumu balık hafızalı değildir unutmuş gibi
yapar. Hangi noktada bu iş kırılır bilmem ama AK Parti oylarında bir düşüşe yol
açtığı açık. Ortak ufku kaybettik. Son 100 yıldır bir muasır medeniyet tanımı
vardı. Vasatta eşitlendik. Hatta o vasat daha da geriye gidiyor. ‘Biz’ duygusu
parçalandı. Herkes biz derken eksik bir şey söylüyor. Bu kokain çeken delikanlı
gibi 70 senede elde edeceği her şeyi 5 yılda tüketmek gibi bir telaş var.
İktidarın değişmesinden öte bu süreci değiştirmek belki 10 sene 20 sene.
Hakikatle ilişkimiz bozuldu. Bir kimliğe dahil olduğunuzda o kimliğin bütün
bagajlarını da yanına alıyorsunuz. Aklar karalar oluyor.
'SEÇMENİ KORKUTARAK TUTMAYA ÇALIŞIYORLAR'
AK Parti artık yeni seçmen kazanamıyor, yeni vaat
üretemedikçe seçmenini korkutarak tutmaya çalışıyor. Bunun iki yolu var karşı
tarafı sürekli düşmanlaştırmak, çünkü aşkı tazeleyecek mahareti yok, ya da eğer
ola ki seçimi kaybederse yeniden ilk fırsatta iktidarı kazanmak için olası
kazanacak insanların ülkeyi yönetemeyeceği zemini oluşturmaya çalışmak. O
delikanlı ve benzerleri bu iktidarın keyfiliği sayesinde bunlara ulaştığının
farkında, başka bir düzende bunlar olmaz diyerek tabi ki korkuyor.
'AK PARTİ DEVLETLEŞTİ, DEVLET AK PARTİLEŞTİ'
Her kurumun içerisinde arayalım, bulalım ve inşa
edelim diyen yenilenmeciler veya eskiyi koruyalım diyenler gibi bir yarılma
var. AK Parti'nin de içinde statükocu olanlar var ve yenilenelim diyenler var,
CHP'nin içerisinde de, askerde de, bürokraside de, devlette de... 2000'li
yılların başlarında bütün ülkelerde yenilikçiler galip gibiydi ve bir arayış
vardı bütün dünyada. 11 Eylül saldırısı ve 2008 ekonomik krizi gibi meseleden
sonra öyle bir noktaya gelindi ki bugün yeniden bütün ülkelerde statükodan yana
olan ve değişimin kötülüğünü anlatan siyasetçiler, kurumlar ya da aktörler
hakim oldu. Türkiye'de bir dönem generaller, ''PKK'yı bitirdik, siyasi
reformları yapmadıkları için siyasetçiler suçlu'' diyorlardı çünkü o günlerde
yenilikçiler baskın geliyorlardı ama şimdi yeniden statükocular rol kaptı
“vuralım, asalım, keselim” moduna dönüldü. Dolayısıyla AK Parti mi devleti ele
geçirdi yoksa devletin içindeki eski statükodan yana olanlarla AK Parti'nin içerisindeki
statükodan yana olanlar mı ittifak kurdu o ayrı.. Sonuçta devlet AK
Partilileşti, AK Parti de devletleşti.
'TÜRK İSLAM SENTEZİ İTTİFAKI'NDA ÖN ALMA KAVGASI VAR'
Bugün karşımızda ‘Türk-İslam Sentezi’ diyebileceğimiz,
80'lerin generallerinin inşa ettiği fikriyat var ve dolayısıyla askerler de
devlet dediğimiz mekanizmada bugün AK Parti'nin dış politikadaki bu
tercihlerini onaylıyor. Karşımızda geniş bir ittifak var. Her ne kadar AK Parti
diye konuşuyor olsak da ya da Devlet Bahçeli'nin desteğinden konuşuyor olsak da
aktörlerini bilmem ama zihnen karşımızda geniş bir ittifak var. Kim kimi
yönetiyor, kim o ittifak içerisinde daha güçlüdür o ayrı bahis. Kürşat
Ayvatoğlu’nun görüntülerini kimler sızdırıyor meselesini de bu koalisyon
içerisindeki bir çatlak diye okuyun. O çatlağın galip geleni kim olacak
bilmiyoruz çünkü eskiden olduğu gibi medya olmadığı için Ankara koridorlarında
ne dönüyor konusuna bilgimiz yok. Benim dışarıdan gördüğüm Türk İslam sentezi
denen büyük ittifakta yavaş yavaş ön alma kavgası var. Bakanların hamlelerini
hatta Montrö Sözleşmesini meselesini bile Meclis Başkanı'nın gündeme
getirmesini hep bu çerçeveden görmek lazım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.