06 Haziran 2020 tarihli “Hizmet
siyaseti ile gelip kimlik siyasetiyle gitmek” başlıklı yazısını yeniden
okuyabilirsiniz.
Yazıda AK Partililerin bir dönem:
“Biz hizmet yapıyoruz ve yaptığımız hizmetin karşılığı olarak vatandaştan
destek alıyoruz” dediklerini aktarıyor. Ve ekliyor:
“Ama muhaliflerimiz kimlik
üzerinden, sembolik ve manevi değerler üzerinden siyaset yapıyorlar”
diyorlarmış.
Ve şöyle bitiriyor: Yıllar boyunca
kimlik siyaseti karşısında hizmet siyaseti yapmakla övünen ama son yıllarda
yönetme zaafının yol açtığı yönetim krizine çare bulamayan iktidar partisi
açısından ise gelinen nokta “barut tükendi” ilanıdır.
***
Hizmet siyaseti...
Hatırlayalım biraz.
Sağlık sistemi dönüşümü bu ülkede bir
memnuniyet yaratmadı mı? Kim ne derse desin toplumun sağlık dönüşümü hakkında
memnuniyeti çok fazla oy getirmişti.
İlaç fiyatları, bıçak parası vs büyük
dönüşümdü. Elbette daha iyisi olabilirdi ama oldukça ses getiren bir reformdu.
Şimdi ise sağlıkta yeni dönem ilan
ediyoruz: Devletin kamusal görevi olan sağlık sektörünü Hazine Garantili
Müteahhitlerin eline veriyoruz.
Artık sağlıkta şehir hastanelerini devlet
değil, müteahhitler işletecek. Hem de hizmetler Hazine Garantili.
İster hasta ol, ister olma ama o
müteahhitlere o para ödenecek.
***
Hizmet siyaseti...
Hatırlayalım biraz.
Yollarımız adeta tek şeride mahkum
olmuştu. Büyük bir değişimdi duble yollar. Araç kullananların memnuniyeti de
yıllarca sandığa yansıdı.
Hem de kıt imkanlar zamanıydı. Devlet borç
batağında ama yol yapımına kaynak bulunuyordu. O zamanlarda binlerce km duble
yol yapıldı.
Şimdi ise yeni bir anlayışla yol ve köprü
yapıyoruz. Hem de 45 dolar ücretli. Git gel 700 liraya varan otoyol...
Artık yollarımızı da Hazine Garantili
Müteahhitler yapıyor. İster geç ister geçme ama o para ödenecek.
Hazine Garantili Müteahhitlerin bu hizmeti
ABD doları bazında garanti. Yetmedi ABD enflasyonu oranında da zam yapılıyor
ayrıca.
O kadar garantililer yani.
***
Hizmet siyaseti...
Hatırlayalım biraz.
Havayolu zengin yoluydu bu ülkede. Uçak
bileti ile asgari ücret yarışıyordu.
Sonra sistem değişti. THY büyüdü ve
küresel bir marka oldu. Özel havayolu şirketleri de devreye girince, otobüs
fiyatından ucuza uçak bileti satıldı.
Samsun’dan bilirim. İstanbul’a üç sefer
vardı. İkisi de Ankara aktarmalı.
Ve eski uçaklar...
Sonra o eski uçaklar seferden
kaldırıldılar tabii.
Şimdi ise yeni bir anlayış var. Artık
Hazine Garantili Müteahhitler havalimanları yapıyor. Verilen Hazine
Garantisinin yüzde 20’si dolunca şükrediyoruz. İl nüfusu sabah akşam belediye
otobüsü yerine işe uçakla gitseler belki ancak dolacak garantiler.
Hazine Garantili Havalimanının kira
ödemeleri de 20-25 yıl sonraya erteleniyor ama Müteahhitlerin parası
“Batmalarına mı göz yumacağız” diyerek tıkır tıkır ödeniyor.
***
İşin özeti şu:
Hizmet siyasetinde de bir değişim yaşandı.
Eskiden Devlet Millete hizmet ederdi; şimdi Millet bir elin parmakları ile
sayılı, her büyük ihaleyi alan Hazine Garantili Müteahhitlerine çalışır duruma
geldi.
Evet, çalışacağız kazanacağız ve bu
Müteahhitlerin Hazine Garantilerini ödeyeceğiz.
Yollar boş olsa da,
Havalimanları kullanılmasa da,
Hastanelere gitmeseniz de,
Bu Hazine Garantili Müteahhitlere ödeme
yapılacak.
Onlar Hazine Garantili.
83 milyon ödeyecek.
Dünyada altyapı ihalesi alan 10 büyük
firmanın 5’i bizden.
İşte o 5’e ve eklerine hizmet ödeyeceğiz.
83 milyon olarak görevimiz bu.
İşte buna da Hizmet Siyaseti diyeceğiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.