Bizim devletimizi yönetenler, Die Welt
muhabiri Deniz Yücel için 'terörist ve ajan' suçlaması yaptığında henüz
ortada bir mahkeme kararı yoktu…
Deniz Yücel tutukluydu ama henüz
iddianamesi de çıkmamıştı…
Almanya Başbakanı Merkel bastırıyordu
"Bırakın" diye… O bastırdıkça bizimkiler de "Hukuk
devletiyiz, mahkemeler bağımsız" klasiğiyle durumu idare ediyordu…
Merkel ısrar ettikçe, bizimkilerin 'kürsülerden
taşan büyüklüğü' burada sökmedi… Öyle iddialı konuşuyorlardı ki,
yasalarımızda idam olsa Deniz Yücel asılır ve kimse de karışamaz
zannedebilirdiniz!..
İç tribünlere yönelik efelik
görüntüsü dışarıda pek itibar görmüyordu oysa…
***
'Terör örgütü propagandası yapmak'tan tutuklu Deniz
Yücel'in tahliye edilebilmesi için öncelikle iddianamesinin çıkması
gerekiyordu… Bu amaçla Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel defalarca
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla, iki kere de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la
görüşmüştü…
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, Alman
ARD televizyonunda katıldığı bir programında Deniz Yücel hakkında "Kısa
sürede bir gelişme olacağı kanaatindeyim" demişti.
İddianame açıklanır açıklanmaz tahliye
olan Deniz Yücel hakkında, istediğini söke söke alan Almanya'nın Dışişleri
Bakanı Gabriel, "Bugün çok güzel bir gün" diye bir açıklama
yapmış ve süreci hızlandıran Türk hükûmetine teşekkür etmişti…
Hakkında 4 yıldan 18 yıla kadar ceza
istenen Yücel serbest kalmış, kendisini Almanya'ya götürecek uçağa bindiğinde "Elimdeki
kâğıtta tutukluluk hâlim devam ediyor ama ben tahliye edildim" diyerek
adeta dalgasını geçmişti…
Benzer durumlarda koyulan 'yurt dışı
yasağı' kendisine koyulamamıştı… O yasağı koyacak ve uygulayacak yerlerimiz
ağrıyordu çünkü!..
Tribündekiler de o esnada dünyayı
şamarlayan Abdülhamit dizisi izliyorlardı!..
***
Geçen hafta İstanbul 32. Ağır Ceza
Mahkemesi, tutuksuz sanık Deniz Yücel hakkındaki kararı açıkladı: "FETÖ
terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa
tahrik etmek" suçlarından beraat…
"PKK terör örgütü propagandası
yapmak"
suçundan 2 yıl 9 ay 22 gün hapis ceza... "Cumhurbaşkanına
hakaret" suçu işlediği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusu…
Daha temyiz aşaması var tabii…
Orada da mahkûmiyet onaylanırsa, artık
Merkel kendi eliyle getirip Silivri'ye yatırır vatandaşını herhalde!.. Yoksa
bizimkiler bu konuda çok hassas!.. Alıp gelmek zorunda kalırlar!..
Bu anlamda kimse de gücümüzü test
etmeye kalkmasın!..
***
Deniz Yücel, 27 Şubat 2017'de
tutuklandı… 16 Şubat 2018'de tahliye edildi ve bir gün bile
beklemeden Almanya'ya götürüldü...
Geriye ne kaldı:
Deniz Yücel'in PKK örgütünü övdüğü, PKK
yöneticilerinin Türkiye aleyhine sözlerine yazılarında yer verdiği ve hendek
kazan teröristlerin yakıldığı iftirasını yaydığına dair tutuklama kararı…
"Ben bu makamda oldukça asla
iade edilmeyecek" şeklindeki devletlû sözleri…
Merkel'in "Deniz Yücel'in durumu
ivedilikle çözülmeli" ricası!.. Sonra daha tahliye çıkmadan
Almanya'ya alınmış bir uçak bileti!..
Ve bir de "Biz hukuk
devletiyiz… Bağımsız yargımız var" türünden teselli
edebiyatımız!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.