Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına takılan o kelepçenin fotoğrafını görünce ülkem adına müthiş bir korkuya kapıldığımı itiraf etmeliyim. O üniversite ki 28 Şubat’ın karanlık günlerine direnmiş ve de başörtüsü yasağını uygulamayarak akademik özgürlüğe sahip çıkmış sayılı bilim kurumlarımızdan birisidir.
Taha Akyol’un üç gün önce
köşesinde BOÜ’nün başarılı rektörlerinden Prof. Üstün Ergüder’in “Yüksek
Öğretimin Fırtınalı Sularında” adlı kitabından bu konudaki görüşlerine yer
verdi. Başörtüsü yasağının uygulanması için gelen baskılara direnen Prof.
Ergüder’in üniversite kapısına polis dikmenin ne demek olduğunu anlatan şu
cümlesi AK Parti iktidarı için bir anlam ifade eder mi doğrusu çok merak
ediyorum: “En kolayı ve belki de tek yolu işi polise ve güvenlik güçlerine
havale etmek. O zaman kampüsün girişi ‘garnizon nizamiyesi’ne dönüşür. Bu da
üniversiteye yakışmaz, değerleriyle uyuşmaz!”
Öylesine talihsiz günlerden geçiyoruz ki
yıllarca akademik özgürlüğü savunan AK Parti’nin iktidar olduğu bir Türkiye’de
üniversitenin kapısına kelepçe takılıyor, kayyım atanıyor, bu da yetmiyor
iktidarın küçük ortağı MHP’nin genel başkanı kayyım atanmasını protesto eden
öğrencilerin “başının ezilmesini” istiyor.
Diyelim ki Boğaziçi Üniversitesi’ni
fethettik, gençlerin protestosunu ezdik, kelimeleri cımbızlayarak icat
ettiğimiz yapay darbe tartışmaları için Milli Savunma Bakanlığı marifetiyle
gece yarısı mücadele bildirileri yayınladık, polis kuvveti ve yargı gücüyle
eleştirileri susturduk. İyi güzel de, Türkiye’nin her gün derinleşen ekonomik
sorunlarına, hukuktaki içler acısı halimize, salgınla mücadeledeki
beceriksizliğimize çoktan tarihin çöplüğüne atılmış bulunan bu yasakçı
anlayışla çare üretebilir miyiz?
Eğer milleti korkutarak sorunları çözmek
mümkün olsaydı, herhalde Türkiye şu anda uçuyor olurdu. Ama ne yazık ki her
alanda kaybediyoruz.
Maalesef her geçen gün daha biraz
MHP’lileşen AK Parti, giderek geniş toplum kesimleriyle bağlarını kopartıyor ve
özellikle de genç kuşaklarla arasına kalın duvarlar örüyor. Bütün eleştirileri
‘hain’ kategorisi içinde değerlendirdiği için de normalleşmenin nasıl bir şey
olduğunu ve aklı selim yolunu tümden unutmuş bulunuyor.
MHP lideri Bahçeli’nin aklına çok muhtaç
halde oldukları için, hiçbir AK Partilinin bu gidişin nerede ve nasıl
sonuçlanacağını düşünmediğini biliyorum ama akla ve mantığa itibar eden
birileri bu halin muhasebesini mutlaka yapmalı.
Eğer AK Parti içinde hala itidale,
normalleşmeye değer veren birileri varsa çıkmalı ve demeli ki;
-Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına
kelepçe takmaktan, öğrencileri için cadı avı başlatmaktan vazgeçelim ve
Covid-19 virüsünden korunmak için aşı bekleyen insanlarımıza önce aşı temin
edelim. Çünkü, dünyanın önemli bir bölümü hızlı aşı kampanyası başlattığı
halde, bizim nereden ne kadar aşı alacağımız ve aşıların ne zaman geleceği
henüz bilinmiyor. İşin kötüsü iktidar da bilmiyor...
-Yapay darbe tartışmalarını
köpürterek, her itiraz edeni, eleştirel düşünceyi dillendirenleri “terörist”
ilan ederek, hukuku hiçe sayarak insanımızın refah standartlarını
yükseltemeyiz, on milyonu aşan işsizlerimizin derdine çare olamayız.
Maalesef AK Parti özellikle son beş yılda
bir bakıma “ben ne dersem o olur, kimin vatansever ya da hain olduğuna ben
karar veririm” anlayışı üzerine bina ettiği negatif siyasetle toplum
nezdinde sempati ve güç kaybediyor. Her ne kadar bugün yönetici konumunda
olanlar, partiye yönelik eleştiriler konusunda tahammülsüz olsalar da,
biliyorum ki bu partiye gönül verenlerin büyük bir bölümü AK Parti’nin
halihazırdaki çaresiz ve çözüm üretemeyen halinden hiç de mutlu değiller.
Düşünebiliyor musunuz, Covid-19 salgınının
can yakmaya devam ettiği şu günlerde bütün ülkeler insanlarını aşılamak için
yoğun kampanyalar düzenliyor, ama Türkiye hala aşı bile bulabilmiş değil. Ve bu
tablo karşısında AK Parti tarafından milletin derdine merhem olacak tek
satırlık bir açıklama yok. Geçmişte milletin teveccühüne mazhar olmuş bir AK
Parti böyle davranmazdı. Çıkar “Halen dünyada mevcut olan şu aşılarla
anlaşma yaptık, şu kadar aşı şu gün geliyor, kampanyayı şu gün başlatıyoruz ve
yaza kadar da büyük oranda aşılamayı bitiriyoruz” diye bütün millete ilan
ederdi. Ama artık AK Parti bu tür memleket meseleleriyle ilgilenmiyor. Tek
derdi, bugün acaba kimi sustursak, hangi üniversiteye kelepçe taksak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.