Tarihe duygusal ve ideolojik bakış,
laboratuvar gibi bakmamızı ve dersler çıkarmamızı engelliyor. Tarihimizde
yanılmaz ve ulu tabularımız var; bir de hain ve alçaklar!
Bu yüzden kutuplaşma kör döğüşü devam
ediyor.
Artık Tek Parti’ye de Demokrat Parti’ye de
laboratuvar gibi bakmalıyız.
NİYE KOPTULAR?
Aydınları DP’den koparan bir “ispat hakkı”
sorunu vardır; yolsuzluk suçlaması yapan bir gazeteci, bir politikacı mahkemede
bunu ispat ederse beraat etmeliydi.
Menderes ve Bayar buna karşı çıkmışlardı…
Yolsuzluk varsa biz üstesinden geliriz,
mahkemelere düşmesi iktidarı yıpratır diye düşünüyorlardı, sanıyorlardı daha
doğrusu.
Ve basına, yargıya, üniversiteye baskılar…
Ben merhum Prof. Ali Fuat Başgil’den
bahsedeceğim.
Nisan 1960’da ülke Menderes’in deyişiyle
“gayr-i kabil-i idare” (yönetilemez) hale gelmiştir. Bayar ve Menderes Prof.
Ali Fuat Başgil’i davet ederek danışmışlardı…
BAŞGİL VE AYDINLAR
Başgil’in tavsiyesi, derhal muhalefetle
uzlaşıp ortak bir seçim hükümeti kurmaktır. Bunu Bayar engelledi.
Başgil’in tavsiyelerinden biri şudur:
“Memleketin üniversite profesörleri,
yazarlar, gazeteciler ve subaylar gibi uyanık ve faal kuvvetlerini idare
etmeyi, kısacası, Türkiye’nin cevherini işlemeyi ihmal ettiniz. Bu işin daha
çok üzülecek tarafı, zannımca, biraz daha uzlaştırıcı, biraz daha tatlı bir
tavır takınmanın bu kuvvetleri size kazandırmaya kâfi geleceği idi.”
Menderes, halka hizmet daha önemli değil
mi gibi sorular sorar. Başgil:
“Biri diğerini ortadan kaldırmaz. Biraz
göstereceğiniz yakınlık size memleket aydınlarının sempatisini kazandıracak ve
onların gösterdiği bu hüsnü kabul, söz ve kalemle kamuoyunda size sağlayacağı
destek bir tarafa, gayretlerinizi sulh ve sükun içinde bütün memleket sathına
yaymanıza yardım edecekti.”
Bu konuda merhum Başgil’in “27 Mayıs
İhtilali ve Sebepleri” adlı kitabını tavsiye ederim.
İKTİDARDA DÖNÜŞÜM
Menderes birikimli ve sıcak kanlı bir
insandı. Metin Toker gibi şiddetle muhalif bir gazeteci şöyle yazar:
“DP yöneticilerinin özellikle Adnan
Menderes’in CHP’lilere nazaran daha büyük düşündükleri, daha geniş ufka sahip
oldukları reddedilemez.” (DP’nin Altın Yılları, s. 241)
İktidara geldikten sonra Menderes ve
arkadaşları özgürlükleri genişlettiler, ekonomiye dinamizm kazandırdılar.
Anadolu insanı ilk defa “talep eden halk” oldu.
Fakat sürekli alkışlar, çok büyük işleri
yapıyoruz duygusu ve uzayan iktidar yıllarında alkışlara, güce kudrete
yapışkanlık oluşması başlangıçtaki duyguları değiştirdi: Herkes onları takdir
etmeliydi. Eleştirenler kötü niyetliydi...
Celal Bayar, Meclis’in yüzde 80’i DP’li
olduğu halde memur evlerinden CHP’ye oy çıkmasını “nankörlük” olarak
niteliyordu!
Menderes’in özelikle 1957’den itibaren
adliyeye, üniversiteye, basına lanetler yağdıran konuşmaları vardır.
Güç, onları, eleştirdikleri Tek Parti’ye
dönüştürmüştü: Otuz yıllık Tek Parti rejiminin “kuvvetler birliği”ni şimdi Bayar
ve Menderes savunuyordu!
TARİHİN DERSİ
Muhalefetin ve aydınların seslendirdiği
basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, üniversite özerkliği gibi konularda
Başvekil Adnan Menderes 16 Temmuz 1959 günü DP Grup toplantısında konuşuyor:
“Memleket bizden bu gibi hizmetler (yol,
su, okul vb) istiyor. Muhalefetin sözünü ettiği ve önemli dediği meseleleri
hamd olsun bizim köylümüz bilmiyor, ehemmiyet vermiyor, hatta haberdar bile
değildir…” (Rıfkı Salim Burçak, On Yıl, s. 612)
Aydınların desteğini Tek Parti niye
kaybetmişse, 1950 ortalarından itibaren DP iktidarı da aynı sebeplen
kaybetmişti: Otoriterleşme, yasakçı, üsttenci dil..
Bölükbaşı bile dokunulmazlığı kaldırılıp
iki defa hapsedilmişti!
Milliyetçi muhafazakar aydınların Millet
Partisi’ne, liberal aydınların Hürriyet Partisi’ne gitmesi, CHP’ye kuvvetler
ayrılığı gibi ‘yeni’ fikirlerle taze kan aşılamaları karşında DP öyle bir
duruma düşmüştü ki, sadece kamu kaynaklarını zorlayarak inşa edilen eserlerin
propagandasını konuşabiliyordu, düşünceleri etkileyemiyordu.
Keşke Başgil gibi aydınları dinselerdi,
değil mi?
Tarihin dersi; milletler için güvenli yol
kuvvetler ayrılığına dayalı özgürlükçü anayasal devlet modelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.