Suudi Arabistan mı, İsviçre mi?
Doğal olarak dinine bağlı bu gençlerin bir
İslam ülkesinde yaşamayı tercih etmiş olmaları gerekirdi değil mi? Üstüne
üstlük iki katı maaş gibi cazip bir seçenek de var.
Şimdi sıkı durun. Kesinlikle hayır.
AK Partili gençlerin yüzde 60’ına yakını
iki katı maaşla Arabistan’da yaşayacağına, yarı maaşla İsviçre’yi tercih
etmişler.
Neden Suudi Arabistan değil de İsviçre?
İsviçre’nin karşısına başka herhangi bir İslam ülkesi ismi konulsaydı ortaya
çıkan sonuç değişir miydi?
Yine SODEV’in araştırmasına göre her iki
AK Partili gençten biri imkanı olsa yurtdışında yaşamak istiyor, Türkiye’de
yarına dair bir gelecek görmüyor, çünkü
Türkiye’de özgürce konuşabildiklerine
inanmıyorlar.
Devam edelim…
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer
önemli başlık ise şu: AK Partili gençlerin yüzde 66,5’i kayırmacılık ve ‘arkası
sağlam olmanın’ yükselmek için önemli bir koşul olduğuna, Türkiye’de liyakat ve
fırsat eşitliğinin değil kayırmacılığın egemen olduğuna inanıyor.
Bu dindar muhafazakar anne babaların, AK
Parti iktidarının, AK Partili siyasetçilerin üzerinde ciddiyetle düşünmesi
gereken bir husus. Tabii ki Diyanet İşleri teşkilatının, bu ülkenin din
adamlarının, dini kanaat önderlerinin de ortaya çıkan bu sonuç üzerine ciddi
bir muhasebe yapması gerekiyor. Mesela, Hayrettin Karaman hocanın kendisinden
bunun üzerine esaslı bir yazı okumayı çok isterim.
Devam edelim…
Neden AK Parti iktidarının, AK Parti
iktidarının Diyanet kurumunun, AK Partili dindar siyasetçilerin ve dindar anne
babaların düşünmesi gerekiyor?
Şundan dolayı:
Araştırmaya katılan gençlerin yaş aralığı
15-25. Yani AK Parti döneminde doğmuş, yetişmiş, daha da önemlisi kendi
partileri, abi dedikleri, amca dedikleri, dayı dedikleri, teyze, hala, abla
dedikleri isimler iktidarda, CHP ya da herhangi başka siyasi parti değil…
Dahası AK Parti iktidarının sabah akşam
batı düşmanlığı yapması, batı iki yüzlü hamaseti popülizmi AK Partili gençleri
çokta etkilemiyormuş. İki kat maaş bile Suudi Arabistan’ı cazip hale
getirmiyor, yarı maaşla İsviçre diyor AK Partili gençler.
Neden? Çünkü İsviçre doğrudan demokrasi
ile yönetiliyor, hukukun üstünlüğü hakim. Gençler, İsviçre’de istedikleri
fikirleri korkusuzca konuşacaklarını, iyi eğitime sahip olmalarının kendileri
için avantaj olacağını, torpile ihtiyaç duymadan kariyer yapabileceklerini,
sosyal medyada düşüncelerini ifade ettikleri için kapılarına polisin
dayanmayacağını biliyorlar.
Hukukun hakim olduğu, düşüncelerini
özgürce ifade edilebildiği güvenilir, huzurlu bir ülkede yaşamayı tercih
ediyorlar. İbrahim Uslu’nun “Beyaz muhafazakar sağ seçmen” dediği kitle bu
olmalı.
Bu
sadece Türkiye’nin sorunu değil…
Aslında bu aynı zamanda İslam dünyasının
ciddi bir sorunu. Dindar gençlere Suudi Arabistan değil de başka bir İslam
ülkesi seçeneği sunulsaydı da sonuç değişmezdi galiba.
Neden peki?
Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu
hocamızın “İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme” adlı kitabındaki şu
tespiti oldukça önemlidir:
“İslam toplumlarında aile hayatından insan
haklarına, beşeri alandan uluslararası ilişkilere, ekonomi ve çalışma
hayatından, temizlik ve çevreye, hukukun üstünlüğüne ve sosyal adalete kadar
birçok alanda çok ciddi sorunlar var.” (Sh.51)
“Bugün, elli küsur İslam ülkesi var ve
parmakla gösterebileceğimiz, insanların huzur, güven içinde olduğu ve dünyada
bunu vadeden bir örnek İslam toplumu bulmakta zorlanıyoruz. Modern dünyaya
örnek gösterebileceğimiz bir İslam dünyasından söz edemiyoruz.” (Sh. 386)
Bir tane İslam ülkesi yok ki yolsuzlukla
ilgili yapılan uluslararası endekslerde son sıralarda olsun, bir tane İslam
ülkesi yok ki hukuk, adalet endekslerinde üst sıralarda yer alsın… Bir tane
İslam ülkesi var mı güvenle huzurla yaşanacak ülke endekslerinde ilk beşinci,
ilk onuncu sırada yer alan?
ABD’deki George Washington
Üniversitesi’nden iki İranlı akademisyen Şeherzade Rahman ve Hüseyin Askari
2010 yılından bu yana her yıl ‘İslamilik Endeksi’ başlıkla, bir araştırma
yayınlıyorlar. İslam’ın öngördüğü kabul edilen ahlaki ve toplumsal ilkeleri baz
alarak hazırladıkları araştırmada ülkeler hukuk, ekonomi, siyasi ve insan
hakları başlıklarında değerlendiriliyor. 2018 yılı ‘İslamilik Endeksi’nde ilk
20’de Kuzey Avrupa ülkeleri var, ilk 50’de ise yalnızca 4 Müslüman ülke var,
Türkiye 95. sırada yer alabilmişti. Bakalım ‘2019 İslamilik Endeksi’nde
sonuçlar ne olacak?
Ortaya çıkan bu sonuç Müslüman coğrafyanın
içler acısı durumunu ortaya koymuyor mu?
Kaç bilim insanı ülkemize döndü?
Türkiye parlak beyinlerini beş yıldır
Batı’ya kaptırıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank 2018 Kasım’ında
yaptığı açıklamada, 15 Aralık’ta tersine beyin göçünü sağlamak amacıyla
hazırladıkları “Yurda Dönüş Araştırma Bursu” programını hayata geçireceklerini duyurmuştu.
Bu programa göre yurda dönen genç araştırmacılar için 20 bin uzman bilim
insanları için 24 bin lira maaş ve araştırmacıların eş ve çocukları için de
ayrıca aylık 2 bin 250 lira aile ödeneği sağlanacaktı.
Merak ediyorum iktidarın oldukça cazip bu
çağrısı yurtdışından kaç bilim insanının ilgisini çekti? Kaç bilim insanı
Türkiye’ye döndü?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.