Önerilen “maske-mesafe-temizlik”
üçlüsünün günlük yaşamda kolaylaştırıcı ve uygulanabilir hale getirilmesi
gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Maskenin kutusunun 50 liraya satılması, alım
gücü zayıf ve asgari ücretli vatandaşımıza ek yük oluşturuyor. Bu durum
maskelerin kural dışı kullanımına sebep oluyor. Aynı maske farklı aile
bireyleri tarafından bir kaç gün kullanılarak tasarruf yapılmaya çalışılıyor” dedi.
GENÇLER NEDEN "DİSLİKE"
DİYOR?
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan
üniversite sınavlarına da değinen Gelecek Partisi lideri sınava giren gençlere
seslendi. “Bu iktidar size ne kadar kulaklarını tıkasa da, sizin duygularınızı
yok saysa da siz emin adımlarla yolunuza devam edin” diyen Davutoğlu şunları
söyledi:
Bugün gençler iktidara baktıklarında nasıl
bir örneklik görmekteler? İfade hürriyetinin tam anlamıyla olduğu bir Türkiye
mi görmekteler? Adaletin büyük ölçüde tesis edildiği, hukuk devletinin sorunsuz
bir şekilde işlediği bir ülke mi görmekteler? Ayırımcılığın, adam
kayırmacılığın, nepotizmin olmadığı bir iktidar mı görmekteler? Liyakatli
olanın önünün açıldığı, fırsat eşitliğinin sağlandığı, torpil ve iltimasın
olmadığı bir Türkiye mi görmekteler? Bütün vatandaşların eşit bir şekilde
muamele gördüğü bir ülke mi görmekteler? Okullarını bitirirken sorunsuz bir
şekilde iş bulabilecekleri bir Türkiye mi görmekteler? Maalesef gençlerimiz
bütün bu temel başlıklarda bambaşka bir ülke görmektedirler. Onun için de
“dislike” demektedirler”.
ALINTERİNİN YERİNİ AKRABA
KAYIRMACILIĞI ALDI
İktidarın genç işsizliğin rekor
kırmasına yol açtığını belirten Davutoğlu, “1990’lardan beri
en yüksek genç işsizliğini son dört yıldır bu iktidar eliyle görüyoruz. Bu
iktidar yüzünden liyakatin yerini adam kayırmacılığına, alın terinin yerini
akraba kayırmacılığına bıraktığından beri gençlerimiz iş bulamamaktadır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinden beri her dört gencimizden
birisi işsiz durumda” ifadelerini kullandı.
"TÜRK EKONOMİSİ ÇÖKÜŞ
SÜRECİNDE"
Türkiye’nin tarihi bir ekonomik
kriz yaşadığını vurgulayan Davutoğlu, Türk ekonomisinin bir çöküş sürecinden
geçtiğini savundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ülkemizin dünya
milli gelir sıralamasında 2023 hedefi olan ilk 10 ülke arasına girme hedefine
en yakın olduğu dönemden geçmekte olduğu” iddiasının gerçeği yansıtmadığını
iddia eden Davutoğlu, “Bu açık bir akıl tutulması ve sorumsuzluktur. Ülkenin
Cumhurbaşkanı çok rahat bir şekilde Türkiye’nin üç yıl sonra dünyanın ilk on
ekonomisi arasına gireceğini ve bu hedefe en yakın noktada olduğumuzu iddialı
bir şekilde söylemektedir. Ülkemizin elbette dünyadaki ilk on ekonomiden birisi
olmasını herkesten fazla biz isteriz. Ancak milletimizin gözlerinin içerisine
bakarak bu denli açık palavraların ve doğru olmayan bilgilerin söylenmesini
hayretle izliyoruz. Ülkemizin ekonomisi bu liyakatsız iktidarın elinde her
geçen gün biraz daha küçülürken ilk on ekonomi arasına girmesi söz konusu
değildir. Hele hukuku, en temel iktisat kurallarını, siyasi ahlakı, şeffaflığı
ve denetlemeyi bu denli ihlal ederken Türkiye’nin dünyada ilk on ekonomi
içerisine girmesi söz konusu değildir. Bırakın ilk on ekonomi palavrasını, bu
ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye’nin ilk 20 ekonomi arasında
kalması bile tartışmalı hale gelmiştir.” dedi.
"GENÇ POLİSLERE DEDELERİ
YAŞINDAKİ İNSANLARI KOVALATTILAR"
Baroların seçim sisteminin
değiştirilmesiyle ilgili çalışmalar ve baro başkanlarının tepkilerini
hatırlatan Davutoğlu, “Yine her zaman yaptıkları gibi 'Biz yaptık oldu’
kafasıyla tartışmayı başlattılar. Asgari nezaket ölçüleri içerisinde meselenin
tarafı olanları dinleyecek medeni cesareti bile gösteremediler. Onun yerine
yine polise, sopaya ve zora sarıldılar. Gencecik polislere babası hatta dedesi
yaşındaki insanları otobanlardan kovalattılar. Bu bağlamda baro başkanlarını
bulundukları yerde ziyaret ederek dayanışma göstermek isteyen genel başkan
yardımcılarımız da engellendi. En temel anayasal hak olan seyahat özgürlüğü,
toplantı yapma özgürlüğü beşinci sınıf bir otoriter rejimdeymişiz gibi ihlal
edildi. Gerçekten bu görüntülerden sonra bir demokraside yaşadığımızı
söyleyebilir miyiz? Avukatlar bile, baro başkanları bile ifade hürriyetini
kullanamazsa sıradan vatandaş, gençler, kadınlar, emekçiler… bu insanlar nasıl
konuşsunlar” şeklinde konuştu.
“Dün FETÖ’nün AK Parti’ye yaptığını
bugün hükümet başkalarına yapmak istiyor” iddiasında bulunan Gelecek Partisi
lideri şunları söyledi:
Bakınız eğer her gücü elinde tutan, FETÖ
kafasıyla o gücü kutsarsa, o gücü paylaşmak yerine tekeli altına alırsa, o gücü
milletin kaynaklarıyla ve imkanlarıyla elinde tuttuğunu, emaneten kendisine
verildiğini unutursa ülkemizde gerçek ve tam bir demokrasi perspektifi nasıl
ortaya çıkacak? Yargımızı FETÖ yöntemleri ile kontrol altına almaya çalışan blok
liste uygulaması da, iktidarın sivil toplumu mikro yapılara bölerek mutlak
denetime alma çabası da antidemokratiktir. Bu tablo açık bir şekilde ortada
iken ‘Nasıl olsa bize dokunmazlar’ diyerek haksızlıklar ve baskılar
karşısında susan sivil toplum kuruluşları
bilsinler ki sıra onlara geldiğinde seslerini haykırabilecekleri bir duvar dahi
bulamayacaklardır.
Kapatılma hazırlığı yapılan Şehir
Üniversitesi’ne de değinen Davutoğlu, Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına
sebep olanlar ve bu süreçte sessiz kalanlar bir daha ilimden, akademik
özgürlüklerden, değerlerimizden, vakıf geleneğimizden ve medeniyet kavramından
bahsedecek meşruiyete sahip olmayacaklardır. Bir neslin ortak emeğini yok
edenler ve buna sessiz kalanlar nice nesiller boyu bir kara liste olarak
hatırlanacaklardır. Bu şartlarda dahi evlerine ekmek götürecekleri maaşlarını
dahi almadan aylarca ders veren ilim adamları ve onların yetiştirdiği
feryatlarını ve dirençlerini onurla ortaya koyan vakar ve onur sembolü 'Şehir
Öğrencileri' ve bir bütün olarak 'Şehir Çalışanları' ise bu ülkenin yüz akları
olarak anılacaklardır” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.