Eskiden, daha 'The Cemaat'ken FETÖ'ye 'dokunan yanıyor'du.
FETÖ'ye bir şey olmuyordu, kumpaslarına
karşı iktidarı uyaranlara oluyordu.
İşinizi, özgürlüğünüzü, itibarınızı hedef
alan saldırılara uğuruyordunuz.
O dönem siyasi iktidar, sonradan
kabul ettiği üzere FETÖ'ye aldandı. Siyasi yararı uğruna uyaranlara değil
FETÖ'ye hak verdi, uyaranların tarafını tutmadı.
Bu gafletin millete neye mal olduğu
ise ortada. Siyasi iradedeki aldanma yüzünden, millet ve devlet ağır bedel
ödedi.
İktidarsa ödenen bu bedelden öncelikle
Diyanet ve İlayihat camiasını sorumlu tuttu. Halkı ve siyaseti, tehlikenin
büyüklüğüne karşı vaktinde yeterince bilinçlendirmedikleri gerekçesiyle.
Böyle bir bedelin bir daha millete
ödetilmemesi için yapılacak da belliydi.
Hurafelere, batıl inançlara, din
tüccarlarına, inanç bezirganlarına, kutsalı istismar eden ve halkın dini
duygularını sömüren bütün şarlatan ve hokkabazlara topyekün savaş açılacaktı. Bu mücadelenin
başını da Diyanet ve İlahiyat hocaları çekecekti.
Süratle de dini cemaat ve tarikatların
şeffaflaşması, devletten ve siyasetten ellerini eteklerini çekmeleri
sağlanacaktı. Devlette paralel yapılanmalarına, kadrolaşma yoluyla kurumlara
çöreklenmelerine asla izin verilmeyecek, göz yumulmayacaktı.
Sonuç ne mi oldu?
Gel zaman git zaman....Geçen 15
Temmuz'da, FETÖ darbe girişiminin yıldönümünde, bir ilahiyatçı bütün risklerini
göze alarak erken uyarı görevini yaptı.
Yarın öbür gün, vaktinde siyaseti ve
milleti niye uyandırmadığı suçlamasına maruz kalmamak için, biri önden konuştu.
Üstelik Marmara İlahiyat'ın dekanı Prof. Ali Köse'ydi. Hem de TRT'deki özel
yayında.
Fakat erken öten horozun akıbetine
uğramaktan kurtulamadı. Uyaran ilahiyatçı kaybetti, şarlatan ve hokkabazlar
kazandı.
Prof. Köse'nin görev süresi, 31 Temmuz'da
dolmuştu. O günden bu yana yeniden ataması yapılmadı. Dekanlıkta vekaleten
duruyordu.
Dün öğrendik ki yerine yeni dekan
atanmış...
Böylece 15 Temmuz'dan beri Köse'yi
hedefe koyan, aleyhinde kampanya yürüten cemaat ve tarikatlar amaçlarına
ulaştı. Kurban istediler, Köse verilmiş oldu, başı yedirildi.
FETÖ ile lafta topyekün mücadelenin
başladığı günden bu yana, yeni FETÖ'lerin çıkmaması için ne yapıldı, ne değişti
derseniz...İşte size cevabı. Eski FETÖ'ye dokunan yanıyordu. "Biri gitti
ama bin FETÖ geliyor" diyen, şimdi yine yanıyor.
Yenilerinin çıkması önlenemedikçe
FETÖ'yle mücadele kazanılabilir mi hiç?
Yenileri yaşanmasın diye gereken
dersi ve tedbiri almadıktan sonra...15 Temmuz'u ateşli nutuklarla, görkemli
törenlerle ansanız ne anmasanız ne!
Şu uyarıyı yapan, önden alarm zilleri
çalan ilahiyatçı, haftalar aylar içinde dekanlıktan gitti:
“Kanaatim 15 Temmuz’dan gerekli
dersin alınmadığı ve yeterli önlemlere gidilmediği şeklindedir.
Hatta ben bunu bir FETÖ gitti, bin
FETÖ geliyor diye değerlendiren, bu şekilde sloganlaştıran birisiyim.
Bu uyarıyı yapmak benim vazifem.
FETÖ ile alakalı daha sonra biz ilahiyatçılara neden bu konuda uyarı yapmadınız
diye hep sitemler oldu. Ben bunu kabul ediyorum ve bugün diyorum ki, bu konu
Türkiye’nin en önemli konusudur. Devletin gerekli önlemleri alması şarttır.
Bunun vebalini kimse üstlenemez.”
Diyecek söz bulamıyorum...
Berat Albayrak'ın giderken buyurduğu gibi:
"At izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırmak zorlaştı. Mevla
sonumuzu hayreylesin."
Hurafecileri neresinden mi
tanıyacaksınız?
Ali Hoca’nın akıbetini gördükten sonra,
artık uyaracak ilahiyatçı da bulamazsınız. İş başa düştü. Hurafeci şarlatan,
hokkabaz şeyh, üfürükçü hoca ve benzeri cümle madrabaz din tüccarlarını kendi
başınıza tanıyıp tedbirinizi almak zorundasınız. Siyasetten hayır yok.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, bir ara eşkalini
tarif etmişti. Uyuyorsa ta kendisidir. Gördüğünüz yerde tanırsınız:
“Eğer bir yerde masum ve hatasız
kabul edilen kişiler varsa...Doğru bilginin kaynağı şahıslar, rüyalar gibi
subjektif şeylerse...Birtakım kitaplar İslam’ın temel kaynaklarından daha çok
itibar görüyorsa...Hakikat tekelciliği yapılıyorsa...Akıl, mantık ilkelerine ve
ahlak değerlerine aykırı söylem ve davranışlar varsa...Eleştirel düşünce
kötüleniyor, sorgusuz teslimiyet isteniyorsa...Biliniz ki orada İslam’dan başka
bir inanç, başka bir anlayış egemendir.”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.