Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin İstanbul İl Kongresinde yine muhalefete çok ağır sözlerle yüklendi. Cumhurbaşkanlığı görevinden öteye, partisinin genel başkanı olarak yaptığı bu konuşmadaki şu sözleri önemlidir:
“Onlar ezanları susturmak için
kapılara dayandılar. Bira kutularıyla beraber o camiimize girenler bunlar değil
mi? Bu ahlaksızlar, edepsizler, teröristler değil mi?”
Bu fiillerin hepsi kanunlarımıza göre
suçtur ve adliyenin görev alanına girer. Çok şükür Türkiye’de ezanın
susturulması gibi bir tehlike asla yoktur. Çok şükür Türkiye’de camiler ve
bütün mabetlere saygı gösterilir.
Zorlanarak bir iki örnek sayılırsa, bu, “münferit”ten
bile denilemeyecek, ülke hakkında asla genel bir imaj oluşturamayacak
suçlardır.
İHANET SUÇLAMALARI
Erdoğan bu tür konuşmaları, tüm muhalefeti
suçlayacak bir üslupla yapıyor. “İstiklal Harbimiz’de Yunan’a alkış tutan
zihniyetin CHP çatısı altında devam ettiği” söylemi böyle bir örnektir.
(26 Şubat 2020)
Bunun yansıması, tabanda İstanbul
seçimlerini İmamoğlu alırsa, “Pontus’un, Yunan’ın kazanmış olacağı”nın
söylenmesine kadar uzandı!
Tek Parti devrinde de CHP’liler “Serbest
Fırka kazanırsa, Yunan kazanır” diye propaganda yapmışlardı.
“Alçak, hain, beşinci kol,
teröristlerin işbirlikçisi, sende o iman, inanç yok” gibi söylemleri
uzun uzadıya sıralamaya gerek yok.
Millet İttifakı, evet HDP tabanından oy
almaya dikkat ediyor. Fakat Erdoğan’ın iktidarı aynı tabandan oy almak için ‘Çözüm
Süreci’nde ve İstanbul seçimlerinde neler yaptı, sayıp dökmeye gerek var
mı?
CHP’nin de Erdoğan hakkında benzer
ağırlıkta sözleri var. Fakat iktidar olmak ve hele de Cumhurbaşkanı olmak daha
bir siyasi sorumluluk gerektirir.
Ak Parti’nin başarılı reformist ilk on
yılında Erdoğan böyle konuşmuyor, AB reformları için muhalefetle işbirliği
yapıyordu!
O zaman merhum Erbakan, kendisine başkaldırarak
ayrılan ve AB politikası izleyen AK Parti’yi “Bizans’ın çocukları”
diye suçluyordu! (17 Temmuz 2007)
Hain suçlaması ne kadar ucuz,
görüyorsunuz.
MENDERES VE İNÖNÜ
Reform yıllarında pozitif dil kullanan
Erdoğan, yanlış politikalar yüzünden ekonomide ve diplomaside sorunlar
ağırlaştıkça, bu sorunları gündem düşürmek için muhalefeti hainlikle suçlamayı
sürekli hale getirdi.
Muhalefeti hain diye suçlamak bizde yüz
yıllık bir siyasi hastalıktır. Sebebi, siyaset dilinde demokratik ve kavramsal
zenginlik yerine rakibi “hain” diye suçlama kolaylığıdır.
Tek parti döneminde CHP’liler DP’yi Rus
parasıyla kuruldu diye suçlamıştı. İşte Adnan Menderes’in tepkisi:
“Demokrat Parti’nin Rus parasıyla
kurulduğunu söylediler. Böyle bir menfur propagandayı köylere yaymak için neler
yaptıklarına çoğunuz kail olmuştur. Bunu devlet memurlarının bazıları da
söylemiştir…”
(Aydın Kongresi, 17 Temmuz 1946)
DP iktidara geçtiğinde bu defa yeni
iktidar muhalefetteki CHP’yi hainlikle suçladı. İşte İnönü’nün tepkisi:
“Hükümet sözcüsü gazeteler
muhalefeti ve onun ileri gelenlerini bozguncu hatta hain olarak ilan ediyorlar.
Bu ifadeler birinci derece mesul olanların sözlerinden misal ve ilham
almaktadır. Çok ehemmiyetli bir nokta da muhalefet mensuplarının hainliğini
devlet radyosunun mütemadiyen propaganda etmesidir…” (Radyo konuşması,
9 Ekim 1950)
Hain suçlaması çok kolaydır, taraftarları
kolayca etkiler, mobilize eder. Hatta militanlaştırır.
GELİŞMİŞ ÜLKE OLMAK
Fakat ülkenin rasyonel ve bilimsel
çözümler gerektiren sorunlarının düşünülmesini, konuşulmasını, politikalar
geliştirilmesini engeller.
Dikkat ederseniz, “hain, ihanet, dış
güçler, ajanlar” gibi siyasi motifler en çok az gelişmiş, yahut gelişmekte olan
dediğimiz ülkelerde görülmektedir.
Başta da Orta Doğu ülkelerinde…
Türkiye artık sorunlarını medenice
konuşan, akıllıca tartışan, eleştirilerini siyasi olgunlukla yapan ve siyasi
olgunlukla karşılayan bir ülke olmak zorundadır.
İçimizdeki hainlere karşı vatanseverce
çarpıştığımızı sanarak ne kadar kavga ettik, hatta sağ-sol kutuplaşmasında
birbirimizi nasıl öldürdük?...
Ve hiçbir ödemde Uzak Doğu performansını
gösteremedik.
İtidal, akıl, bilgi, farklı görüşlerin,
değişik çözüm önerilerinin medenice konuşulduğu bir toplum olmak zorundayız;
sorunlarımızın başka çözüm yolu yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.