Başkanlık sistemi halka pazarlanırken çoğunlukla iki örnek üzerinden gidilmişti: ABD ve Güney Kore…
İki başlı yapıdan kurtulacaktık!.. Kararları
hızla alıp uygulayacaktık!.. Üst akıl bize müdahale edemeyecekti!.. Dolar'ı biz
kırbaçlayacaktık artık!.. Enflasyon bir daha baş kaldıramayacaktı!.. Işık
hızıyla kalkınacaktık!..
150 yıllık prangalarımızdan
kurtulacaktık!.. Rampadaki füze olacaktık!.. Meclis daha güçlü hâle
gelecekti!.. Bir daha darbe tehlikesi yaşanmayacaktı!..
***
Bize hep ABD ve Güney Kore örneği
verilmişti ama bir de şu tarihî gerçek söz konusuydu: Dünyada evvelce
Parlamenter sisteme sahip olup da vaz geçen ve Başkanlık sistemine dönen sadece
3 ülke vardı…
Yabancı değiller, onlar da bu gezegenden, Sahra Çölü'nün hemen güneyinden, öz hakiki medeniyet havzasından: Zimbabwe, Gana ve Malavi!..
Bize düşen o zaman da ikaz etmekti:
Gana'yı takdir etmemek mümkün değildi!.. Başbakan Kwame Nkrumah 1960'ta
referandumla ülkesini Başkanlık sistemine geçirdi, kendisi de Başkan
seçilmişti!.. Ülkesi 'prangalardan kurtulunca', ilk yaptığı
kalkınma hamlelerinden birisi ülkedeki muhalefet partilerini referandumla
yasaklamak olmuştu!.. Böylece uzaya fırlayacak roket, ağırlıklarından
kurtulmaya başlamıştı!..
Gana'da Başkanlık sistemine geçilirken "Yahu
bu Başkanlık sistemi değil, aslında cumhurbaşkanlığı sistemi, fiilî durumu
hukukî hâle getiriyoruz, endişeye mahal yok" diyenler çıktı mı
bilmiyoruz...
Bildiğimiz şuydu: Sonuçta bütün partiler
karambole gitmişti!..Eski Genel Sekreterine göre Nkrumah, sistem değişikliğine
gerekçe olarak şöyle planlama yapmıştı: "Kafasında hızlı bir gelişme
hamlesi fikri vardı. Bunun için en iyi yöntemin gücü başkanlıkta toplamak
olduğunu düşündü. Başkanlığın ekonomik ve sosyal ilerleme için kritik olduğunu
düşünüyordu..."
Bizimkiler 15 Temmuz gibi tehlikelerin bir
daha asla yaşanmaması için bu sistemi savunuyorlardı ya...
Hatırlatmakta fayda var: Gana'da
Nkrumah'ın 'garantili' Başkanlık sistemi 1966 askerî darbesiyle toprak
olmuştu!..
***
"Gana bize uymaz" diyenlere
Zimbabwe'yi örnek göstermiştik!.. Ülkeyi 1980'den 1987'ye kadar Başbakan olarak
yöneten Mugabe'yi, Başbakanlık kesmemişti!.. Ülkede anayasa değiştirilmiş ve
Başkanlık sistemine geçilmişti... Parlamenter sistemin verdiği güçten memnun
olmayan, 'daha fazla, en fazla, daima fazla' güç isteyen Mugabe 'zayıf
parlamento'lu sistemde Başkan olmuştu artık...
1980'den darbeyle görevinden uzaklaştığı
19 Kasım 2017'ye kadar Zimbabwe'yi yönetecekti… Bu arada ülkeden son derece
demokratik şartlarda yapıldığından şüphe duyulmayacak biçimde 1990, 1996, 2002,
2008 ve 2013 seçimlerini kazanmıştı!..
'İstikrar' dediğimiz de
buydu zaten ama Zimbabweliler bunun kıymetini bilemediler!..
***
Biz, Parlamenter sistemin kötülüğünü ancak
yarım yüzyıldan fazla zamanda anlayabilirken, Malavi topu topu 2 yaşındaki
Parlamenter sistemden sıkılmış ve 1966'da Başkanlık sistemine geçmişti... Doğaldır
ki, 'kurucu Başbakan' bir anda 'kurucu Başkan' olmuş, Şef Banda
devleti kararnamelerle yönetmeye başlamıştı... Banda literatüre uygun bir
diktatördü artık... Başkan olarak 5 yılı tamamladıktan sonra 'halkı
zahmetten kurtarmak', ülkede seçim filan tekrarlarıyla ortaya çıkan israfı
önlemek için kendisini 'ömür boyu başkan' ilân etmişti!..
Malavi'de demokrasi öyle gelişti öyle
gelişmişti ki, parlamento seçimlerinde her bölgeden 5 vekil öneriliyor, Şef
Banda da bunlardan birini seçip parlamentoya alıyordu... İstediği zaman da
parlamentodan atabiliyordu... Şef Banda tam bir çevreciydi!.. Etrafta müthiş
bir mıntıka temizliği yapmıştı!.. Muhalefeti tamamen bitirmişti!.. Parlamento
az daha Belediye Bando Müdürlüğü'ne bağlanacaktı ama Şef'in ömrü vefa
etmemişti!..
***
Elimizde bunlar var, aksi olsa dükkan
sizin!.. Yeryüzünün başka herhangi bir bölgesinde, Parlamenter sistemden
Başkanlık sistemine geçmiş başka bir tek örnek varsa biz de öğrenmek isteriz!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.