Yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararını tanımamasının ardından tüm sistemin işlemez hale gelebileceğine yönelik uyarılar yapıldı. Siyasiler ve hukukçular ‘Gidişata karşı önlemler alınmalı’ çağrısında bulundu.
Devletin ‘taşıyıcı kolonlarından’ biri
olan hukukta son 10 yılda aşamalı olarak gelişen ‘çürüme’, yerel mahkemenin
Anayasa Mahkemesi kararını tanımamasıyla en üst seviyeye ulaştı. Yargının
terazisindeki bozulmanın tüm sistemi işlemez hale getireceğine yönelik uyarılar
geldi. Suni tartışmaların asıl sorunu perdelemesine müsaade edilmemesi
gerektiğini belirten siyasiler ve hukukçular ‘Felakete yol açacak gidişata
karşı önlemler alınmalı’ çağrısı yaptı.
11. CUMHURBAŞKANI ABDULLAH
GÜL ANAYASAKİ GÖREVİNİ TAPAN AYM ÜYELERİ HEDEFE KONUYOR
Siz bu kararı tanımazsanız yarın başka
birisi tanımaz. Kaosa fırsat verilmemeli. Bireysel başvuru hakkıyla övündük.
Şimdi ne oldu da AYM üyelerine hücum ediliyor. AYM ülke için sigorta. Hükümetler
yanlışlar yapabilir ama mahkemede düzeltilmesi işlerine gelir.
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL
KILIÇDAROĞLU
YEREL MAHKEME ‘BENİ BAĞLAMAZ’ DERSE ORADA ÇÜRÜME BAŞLAR
Alt mahkeme ‘En üst mahkemenin verdiği
karar beni bağlamaz’ diyorsa çürüme oradan başlar. Mahkeme topluma ‘Biz hukuk
devletinin değil, şahıs devleti hakimleriyiz. Yasalar bizi bağlamaz’ mesajı
veriyor. Adaleti yok ederseniz devleti yok edersiniz.
DEVA PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ
BABACAN
AYM ÜYELERİ KİMSEYE DEĞİL YALNIZCA BU MİLLETE BORÇLU
AYM üyeleri seçildikten sonra sadece
sorumluluğu bu millete karşı hissetmeli. Üyelerin uzun süreliğine seçilmeleri
tamamen bağımsız hareket etmelerini sağlamak için. Seçildikten sonra hiç
kimseye borçlu değiller. Yalnızca millete adil karar verme borçları var.
ESKİ AYM BAŞKANI HAŞİM KILIÇ IŞIK POLEMİĞİ
DEĞİL HUKUKUN ÖRSELENMESİ KONUŞULMALI
Bireysel başvuru AYM’nin saygınlığı adına
büyük bir kazanımdı. Ancak kazanımlar örseleniyor ve etkisiz hale getiriliyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakkında suç duyurusunda bulunulmalı. ‘Işık’
polemiğinden ziyade AYM kararının reddedilmesi tartışılmalı.
AYM ESKİ RAPORTÖRÜ PROF. DR. OSMAN
CAN KARAR TV’YE KONUŞTU
YÜKSEK MAHKEME HEDEFTE
‘AYM kararını tanımıyorum’ kanserli hücre
demektir. ‘Tanımamaya devam ediyorum’ demek ise kanserin çoğalması anlamına
gelir.
AYM’ye vasayet odağı demek ‘hukuk devleti
istemiyorum’la aynı şey.
Tüm dünyada AYM kararları tartışılır.
Fakat hiçbir ülkede karar sonrasında yapısının değiştirilmesi gündeme gelmez
HUKUK GİDER DEVLET BİTER
Tüm dünyada AYM kararları tartışılır.
Fakat hiçbir ülkede karar sonrasında yapısının değiştirilmesi gündeme
gelmez.
Anayasa Mahkemesi, Berberoğlu’nun hak
ihlaline uğradığına hükmetti ancak İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi
kararında direndi. Son yıllarda yargıdaki sorunları gün yüzüne çıkaran en
belirgin örnek, AYM Üyesi Engin Yıldırım’ın “Işıklar yanıyor” paylaşımıyla
gölgelendi. Siyasetçiler ve hukukçular, yerel mahkemenin AYM kararına uymadığı
sistem krizini değerlendirdi.
AYM ÜLKENİN SİGORTASI
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, T24’ten
gazeteci Murat Sabuncu’ya konuştu, şu değerlendirmeyi yaptı: Yasakçı bir
Anayasa Mahkemesi vardı Türkiye’nin. Böyle bir mahkeme benim iki partimi de
kapattı. O zamanki Anayasa Mahkemesi’yle bugünkü Anayasa Mahkemesi’ni karşılaştırdığımızda,
bugünkü özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor. AYM’nin bütün özgürlükçü
kararlarına ‘evet’ diyen üyeleri saldırı altında. AYM ülke için sigorta. Bizim
partimiz kapatıldı, benim Cumhurbaşkanlığı’mla ilgili malum kararlar alındı, tenkit
ettik ama bu kadar, böyle saldırmadık açıkçası. Bunu çok üzücü olarak
görüyorum. Bu mahkemenin vazifeleri, görevleriyle ilgili 146. Madde bizim
zamanımızda çıktı. Neye itiraz ediliyor. Yüksek yargı mensuplarının veya
herhangi bir hâkimin siyasi görüşlerini, polemikli görüşlerini sosyal medya
vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum. Ama burada gördüğüm kadarıyla
özgürlükçü zihniyete saldırılıyor. Bunu çok yanlış buluyorum. Anayasa
Mahkemesi’nin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın
başka biri başka bir sebepten uymaz. Siz bir gün bu kararı tanımazsanız yarın
başka birisi başka bir kararı tanımaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış
bir gelişme. Bu tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Televizyonlara baktığımda
tartışırken hiç kimse yasakçı özgürlükçü ekseni koymuyor. Kimini ben atamışım
kimini Tayyip Bey atamış; bunlar konuşuluyor.
‘ŞAHSIM DEVLETİ’NİN HAKİMLERİ
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu: İflas
eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı
sisteminin bu kadar köreleceği hiç aklıma gelmezdi. Çünkü yargıçlar en azından
hukuk fakültesi mezunudur, hukukun temel kurallarını bilirler, dolayısıyla bu
kadar körelmez, çürümez diyordum. Her şey çürüyebilir ama yargı çürümez. Çürüme
olursa da süratle telafi edilir ve gereği yapılır. Yargının kendi içinde bir iç
dinamiği, bir öz denetimi de var. Alt mahkeme, üst mahkeme, vesaire diye Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine kadar uzanan bir zincirimiz var. Ama alt mahkeme en
üst mahkemenin ‘Anayasa Mahkemesinin verdiği karar beni bağlamaz.’ diyorsa ‘Ne
demek Anayasa Mahkemesi?’ diyorsa işte çürüme oradan başlıyor, adaletsizlik
oradan başlıyor, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya
olduğumuzun bilinmesi lazım. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma şu mesajı
veriyor: ‘Anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil,
saraydan alıyoruz.’ Meclis Başkanı ve Hakimler ve Savcılar Kurulu da
talimatı saraydan alıyor. Anayasanın askıya alındığı bir kararı görmezlikten
gelen bir Hakimler ve Savcılar Kurulu var. ‘Biz hukuk devletinin değil, şahsım
devletinin hakimleriyiz. Saraya yaptığımız hizmetler dolayısıyla üst makamlara
atanmayı bekliyoruz.’ Büyük bir hizmet. Anayasayı gözardı ediyorsunuz, Türkiye
Büyük Millet Meclisini gözardı ediyorsunuz.
SADECE MİLLETE KARŞI
SORUMLULAR
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali
Babacan: İster
Anayasa Mahkemesine, ister diğer yargı organlarına baktığımızda, geçmişte iyi
dönemler de yaşadık, maalesef kötü dönemler de yaşadık. Biz idealin peşinde
olmak zorundayız. Bu kararların siyasallaşıp, yargının adeta kendisini yürütme
yerine koyup ülkenin geleceğini çok olumsuz etkilediği dönemleri de yaşadık.
Öte yandan yargının üzerinde siyasi baskının oluşturulup, yargının siyasi
iktidarın istediği yönde karar alması konusunda baskıya uğradığı dönemleri de
yaşadık. Bunların ikisi de yanlış. AYM’nin her bir üyesi kıymetlidir.
Seçildikten sonra sadece sorumluluğu bu millete karşı hissetmelidir. Hukuki
sorumluluk çerçevesinde hareket etmektedir. AYM üyelerinin uzun süreliğine
seçilmeleri, tamamen bağımsız hareket etmelerini sağlamak içindir. Seçildikten
sonra hiç kimseye borçlu değillerdir. Sadece bu millete doğru, adil karar verme
borçları vardır. Başka hiç kimseye borçları yoktur.
HUKUKÇULAR TEPKİLİ KAZANIMLAR
ÖRSELENİYOR
Gazeteci Barış Yarkadaş, Eski Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın değerlendirmesini aktardı: Bireysel başvuru
AYM’nin saygınlığı adına büyük bir kazanımdı. Son olan bitenlerden dolayı
üzülüyorum. Kazanımlar örseleniyor ve etkisiz hale getiriliyor. Mahkemenin
kararlarının uygulanmaması herkesi ilgilendirir. İlgililer gereğini yapmalıdır.
Anayasa Mahkemesi, 14. Ağır Ceza hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır. Adalet
Bakanı Abdülhamit Gül bu konuya ilgisiz kalmıştır. Sorun itirazlarla mutlaka
düzeltilecektir. Düzeltme yapıldığında hukuk devletinin gereği yerine
getirilmiş olur.
DÜŞÜMDE GÖRSEM İNANMAZDIM
Eski Yargıtay Birinci Başkanı, Bilkent
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk, T24’e
konuştu: Anayasa Mahkemesi’nin kararı istisnasız herkesi bağlar. Yasamayı da,
yürütmeyi de, yargıyı da bağlar. İlk mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği
kararı hiçbir açıdan asla değerlendiremez. ilk mahkemelerin, Anayasa
Mahkemesi’nin kararlarını tutarlılık, yerindelik açısından asla değerlendirme
yetkileri yoktur. Bu yüzden “benim alanıma girdin, kararı beğenmedim,
uymuyorum, eski kararımda direniyorum” diyemez. Beğenmese bile yargıçlar, o
karara uymak ve gereğini yapmak zorundadırlar. Ama isterlerse daha sonra o
yargıçlar, ya da onlardan biri, bir inceleme yazısı yazar. Bizler de öğreniriz.
Bizdeki son durum ise, bunun da ötesindedir. Sıradan bir kiralama yasasını
değil, kurucu iktidar tarafından benimsenen Anayasa’nın 153’üncü maddesini ilk
mahkeme açıkça çiğnemiştir. Yerel mahkemenin üç yargıcı, aralarında sözüm ona
tartışmış, Anayasa Mahkemesi kararını eleştirerek uymamaya karar vermişler.
Düşümde görsem inanmazdım. Yapılan yanlış çok boyutludur; bağışlanamaz çapta
büyüktür. TBMM de ne yapacağını şaşırdı.
HUKUK İSTEMİYORUM’ DEMEK
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Osman Can,
KARAR TV canlı yayınında AYM tartışmasını yorumladı: ‘Anayasa Mahkemesi’nin
kararını tanımıyorum’ demek; kanserli hücre demektir. ‘Tanımamaya devam
ediyorum’ demek; kanserin çoğalması anlamına gelir. Bunun sayılarının artması
ile de ‘metastaz’ oluyor. Peki, HSK neden harekete geçmiyor? Suç mu işliyor?
Hayır ama ortada disiplin sorunu var. HSK harekete geçmiyor. Çünkü, Türkiye
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerken, HSK rasyonel olmayan gerekçelerle
siyasete bağlı hale getirildi. (AYM kaldırılır mı?) Şark kurnazlığı, bu
memlekette sadece hukukun verdiği imkanlarla hareket edip, bunu hukukun meşru
görmediği amaçlara ulaşmak için kullanmak maalesef yaygın bir şey. AYM kapatmak
mümkün mü? Şeytanın avukatlığını yapmaya çalışırsak bunun bir sürü yolu vardır.
Elini, kolunu bağlayıp Anayasa Mahkemesi’nin fiili olarak kapatabilirsiniz.
Başkanlık sistemine uygun olmadığı zaten söyleniyor. Bu AYM’ye vesayet odağı
demek, ‘hukuk devleti istemiyorum’la aynı şeydir.
BİREYSEL BAŞVURUYU NEDEN
GETİRDİNİZ?
Anayasa Hukuku Profesörü Kemal Gözler:
Aslında bu kararın neden hukuka aykırı olduğunu açıklamaya dahi gerek yoktur.
Madem AYM’nin bireysel başvuru kararlarına uymayacaksınız, bu kararlara
uyulmaması konusunda teşvikte bulunacaksınız, ne diye AYM’ye bireysel başvuru
usûlünü getirdiniz? İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi
kararını beğenmese yanlış bulsa bile, Anayasa Mahkemesi kararı hüküm fıkrasıyla
bağlı olduğundan, AYM’nin kararının içeriğine bakıp ‘Ben bu karara uymayacağım’
diyemez. Hiçbir mahkeme, hiçbir idari makam, kesinleşmiş bir mahkeme kararının
hüküm fıkrasını tanımamazlık edemez. Bugünlerde kendimi iki kere ikinin beş
etmediğini söylemek zorunda kalan matematik profesörlerinin içine düştüğü tuhaf
duruma düşmüş gibi görüyorum.
ADALET BAKANI’NDAN TEK CÜMLELİK
MESAJ
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Twitter
hesabından bir mesaj paylaştı. Gül’ün “Anayasa ve yasalar hukukun bedeni,
uygulama da hukukun ruhudur” ifadelerini kullandığı paylaşım dikkat çekti.
Gül’ün bu sözleri,
Anayasa Mahkemesi’nin kararına direnen yerel mahkemeye tepki olarak yorumlandı.
YARGISAL KÖRDÜĞÜME YOL AÇTI
Berberoğlu’nun avukatları Murat Ergün ve
Yiğit Acar, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayarak reddeden İstanbul 14.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmişti. Anayasal hükümlerin uygulanması
talebiyle üst mahkeme olan 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz
başvurusunda “İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yeni bir ihlale ve yargısal
bir kördüğüme yol açtığı” belirtildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.