"Konuşmamız gereken tetiği kimin çektiğinden çok zihniyet"
26 Mayıs 2021 Çarşamba
AKP bu meseleden kurtulamaz; Erdoğan, milliyetçi-ulusalcı kanadı koalisyonda tutamıyor KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır /25 Mayıs 2021
Yaşanan tartışmaların ve Peker’in iddialarının hep kişiler
üzerinden konuşulduğunu, Bakan Soylu’nun dün akşam HaberTürk’te yaptığı
açıklamaların da bu yönde olduğunu vurgulayan Bekir Ağırdır, konuşulması
gereken asıl meselenin ıskalanmaması gerektiğini söyledi. Ağırdır, asıl
konuşulması gereken şeyin ‘devletin iş yapma biçimi ve bunun arkasında yatan
zihniyet’ olduğunu ifade ederek “Hrant Dink suikastinden sonra da
söylemiştim. Konuşmamız gereken tetiği kimin çektiğinden çok tetiği çeken
kişinin hangi zihni gerekçelerle bu tetiği çektiğidir” dedi.
Peker’i konuşmaya iten nedenlerin ‘rol değişimi’
olduğunu söyleyen Ağırdır, devletin neden böyle bir organizasyona giriştiğini,
bunun arkasındaki zihni motivasoynun ne olduğunun önemli olduğunu ifade etti.
Devletin kayıt dışı işler yaptığının bilindiğini ancak bu kez yapılan kayıt
dışı işlerin finansmanın da kayıt dışı olduğunun anlaşıldığını dile getiren
Ağırdır, şöyle konuştu:
“Devletin kayıt dışı işleri olduğunu biliyorduk hep belki ama
bu kez galiba devlet bu kayıt dışı işlerin finansmanını da kayıt dışına çekmiş.
Eskiye göre şimdi anladığım devlet de kayıt dışı kaynaklara ve finansmanlara
dahil olmuş ve o kayıt dsışı operasyonları da bu finansmanlarla yönetiyor. Bu
kez farklı olanı bu olduğunu düşünüyorum.
Bir başka yönü de devletin ve bu siyasi iktidarın içerdeki bir takım
muhalifleri bir düşman gibi konumlandırması ve bu operasyonlarla bir düşmanla
mücadele ediyormuş gibi görünmesi. İktidarın kendi canını sıkan insanları yeri
geldiğinde düşman sınıfına koyup bu operasyonların hedefi haline getirebiliyor
olması. Bence 90’larda Kürt iş adamlarına yapılan hikaye de aslında bu. Bu
kayıt dışı iş, kayıt dışı finansman tarafının Türkiye'nin asıl tartışılması
gereken ve çözüm bulamazsak önümüzdeki dönemde çok daha vahim problemlere gebe
olan kısmı olduğunu düşünüyorum”
“Konuştuğumuz şey sadece Bakan Soylu’nun itibarı değil,
Türkiye’nin itibarıdır”
Tartışma ve iddiaların sadece Süleyman Soylu üzerinden
yürüdüğünü ancak temel konunun aynı
zamanda bir zihniyet sorunu olduğunu vurgulayan Ağırdır, bu zihniyet ile
hesaplaşılması gerektiğini söyledi.
“Konuştuğumuz şey sadece Bakan Soylu’nun itibarı değil,
Türkiye’nin itibarıdır” diyen Ağırdır, “Bütün bu siyasi hesaplaşmayı Soylu ve
Peker üzerinden yaparsak yanlış ve eksik olur. Kişilerle aktörler meselesini
birbirinden ayırmalıyız. Bu iki şeyi birbirinden ayırmamız ve net pozisyon
almamız lazım. Hangi konularda siyasi hesaplaşma gerekir hangi konularda
mahkeme yoluyla aklama veya cezalandırma gerekir ayırmamız lazım. Ben diyorum
ki aktörlerle mahkemelerde hesaplaşılır.. Ama zihniyetle siyasette
hesaplaşmamız lazım. Zihniyetle mahkemede hesaplaşmaya kalktığınız zaman
gerçekten suçlu olan aktörler aklanma fırsatı buluyor bu karmaşıklığın içinde.
Peker’i yakalayıp getirseler ne olacak
hapse tıktıktan sonr bitti mi yani mesele. Hala Hrant Dink’ii katleden ile
helikopterden köylüleri atan zihniyet devam ediyor. Benim meselem bu zihniyetle
hesaplaşmak ve kurtarmaktır. Bu
tartışmayı bu zemine çekemezsek Türkiye tartışmaya devam edecek, bu eylemler de
devam edecek” diye konuştu.
“Erdoğan, artık bu zihni koalisyonu bir arada tutamıyor”
Söz konusu tartışmalarda dile getirilen iddialara
bakıldığında ve iktidarda ‘zihni bir koalisyon’ olması ile birlikte
okunduğunda bütün tartışmaların “bu zihni koalisyonu temsil eden aktörler
içinden görünmeyenler arasındaki kavga” olarak okunabileceğini söyleyen
Ağırdır, “Erdoğan bütün bu süreci ve koalisyonu bir arada tutamıyor.
Aralarındaki gerilimi de masaya yumruğunu vurup durduramıyor” dedi.
Erdoğan’ın kitlesi üzerindeki dönüştürücü ve ikna edici
gücünü de giderek kaybettiğini ifade eden Ağırdır, şöyle konuştu:
Erdoğan kendi seçmen kitlesini daha önce Kürt meselesinin
çözümüne, 17-25 Aralık’a, 15 Temmuz sürecine ve başkanlık sistemine dair ikna
etti. Ama her seferinde bu gücünden biraz kaybederek yaptı bunları. Pandemiden
öncesinde başlamış ve hala son derece derin bir şekilde devam eden reel
sorunların harareti içinde bütün bu mahretsizlikler ve yönetilemeyen süreçler
bütün o dönüştürme kapasitesini ve kitlesi ile olan ilişkisini aşındırıyor. Destek
kitlesi anlamında AK Parti oyu azalıyor. Ben özellikle yaşama daha dini
referanslarla bakan seçmen kümeleri üzerinde ikinci kez Cumhurbaşkanının ‘helalleşelim’ demesinin, son derece samimi görünen
ama seçmen açısından son derece terse dönen ve inandırıcılığını yitiren bir
pozisyon ürettiği düşünüyorum.”
“Bütün videolar çöp olabilir ama iktidar sadece bu
cümlenin ne anlama geldiğinin hesabını vermek zorunda”
Peker’in de iddialarında dile getirdiği ‘Erdoğan sonrası
dönem’ tartışmalarını yorumlayan Ağırdır, birçok aktörün Erdoğan sonrası
için bu meseleye dahil veya müdahil olmasının anlaşılabilir olduğunu, Peker’in
videolarıyla başlayan sürecin ‘dış güçlerin operasyonu’ şeklinde yorumlanması
için gerçekçi gerekçelerin bulunmadığını söyledi.
“Yabancı ülke veya servislerin operasyonu olsaydı bu diyelim
bu kayıt dışı işlemlerin yurtdışı ayaklarına dair de bir şeyler duyardık. Bütün
duyduklarımız kendi içimizdeki kürtlerin, solcuların yada işi dünyası
insanlarının üzerinde yapılan işler. Yabancı servisler madem bu kadar dahilse
bu işe niye ortaya çıkan her şey kendi yurttaşlarımızla ilgili” diye soran
Ağırdır, “Sedat Peker’in iddialarından en önemlilerinden biri şudur: Kürt
meselesinde vatan-millet -Sakarya diye gaza getirildik ve öldürülen insanlar
PKK’ya destek için değil başka şeyler için öldürüldü. Bütün videolar çöp
olabilir ama bu cümle bilinsin ki 85 milyonun zihnine yerleşti. Siyasi iktidar
sadece bu cümlenin ne anlama geldiğinin hesabını vermek ve anlatmak zorundadır” dedi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.