Azerbaycan'ın Malezya Konsolosu Dr. Elsevar Salmanov, Batı Azerbaycan’da yaşanan zulme mercek tutuyor.
***
Çar Rusyası ve İran’ın çıkarları
doğrultusunda Güney Kafkasya’da Hıristiyan bir devlet kurulması “gerekiyor”
idi. Siyasi coğrafya mühendisleri buna karar vermişlerdi. Etnik milli bir
topluluk bulunmuştu, bunlara “devlet” kurulması için toprak aranıyordu. Anadolu
Türkiyesi’nin de coğrafi olarak diğer Türk devletleri ile ilişkilerinin
kesilmesi büyük önem arzediyordu. Zayıflamaya yüz tutmuş Osmanlı’nın son
dönemleri. Anadolu ve İran’da bulunan etnik olarak Ermeni kökenli insanlar
şimdiki Ermenistan olarak bilinen bölgeye çeşitli aralıklarla göç ettirildi.
İşte bu projenin acısını Batı Azerbaycan’da bulunan yüzbinlerce müslüman çekmek
zorunda kaldı. Çünkü bölgeye göç ettirilen Hristiyan Ermeniler onları oraya
getirenlerin cesaretlendirmeleri ile yerli Müslümanları göçe zorladılar.
Aslında Hitler’in Lebensraum’u kanlı faşist liderden çok önce 19. yüzyılın
ortalarından başlayarak 20. yüzyıl boyunca devam ettirildi.
***
Rus tarihçi Nikolai Nikolaevich Shavrov
bir araştırmasında şu ifadelere yer vermektedir: “20. yüzyılın başında
1.300.000’den fazla Ermeni Transkafkasya’ya yerleştirildi, onların 1 milyondan
fazlası bölgenin yerlisi değildi, bizim (Rusya) tarafımızdan yerleştirildi.”
***
Alexander Sergeyevich Griboyedov Çar
Rusyası’nın Tahran’da Büyükelçisi olarak çalıştığı dönemde kendi başkentine
gönderdiği bilgilendirme belgelerinde İran’da bulunan Ermenilerin Azerbaycan
topraklarına göç ettirilerek bölgede bir Hıristiyan devletinin kurulmasını
ısrarla tavsiye etmekte idi. Rus İmparatoru I. Nicholas’ın 21 Mart 1828 tarihli
fermanı Azerbaycan’a getirilen Ermeniler’e yurt belirlemenin ilk adımları ile
ilgilidir.
Amerikalı ünlü tarihçi Justin A.
McCarthy’nin konu ile ilgili bilimsel çalışmaları Ermenilere vatan ve devlet
yaratılması sürecinin sanki bir laboratuvar çalışması ile nasıl
gerçekleştirildiğini gün yüzüne çıkarmaktadır.
Şimdiki Ermenistan’ın başkenti yapılan
İrevan şehrinin tarihi ile ilgili önemli çalışmalara imza atmış Rus tarihçi
Stepan Pavlovich Zelinsky Müslüman Azerbaycan halkının yaşadığı bölgelere
Hıristiyan Ermenilerin göç ettirilmeleri ile ilgili gerçekleri doğrulamaktadır.
Tüm bu gerçeklerle ilgili olarak tarihsel
Azerbaycan kaynaklarını bilinçli bir şekilde örnek olarak göstermiyorum.
Azerbaycan topraklarında Ermenistan isimli yapay bir devletin yaratılması
gerçeği ile ilgili Azerbaycan tezlerinin yabancı kaynaklar tarafından da
doğrulandığının görülmesi açısından bu son derece önemlidir.
Çok ilginçtir ki, Çar Rusyası’nın
projeleri SSCB yönetimi tarafından kesintiye uğratılmadan iştiyakla devam
ettirildi. Şimdiki Ermenistan bölgesinden Müslüman Azerbaycan halkı ağırlıklı
olarak SSCB öncesinde 1905-1906, 1918-1920 ve SSCB sonrasında 1948-1953,
1988-1991 yıllarında şimdiki Azerbaycan Cumhuriyeti’nin farklı bölgelerine
yerleştirilmek üzere göçe zorlandılar. Kanlı göç politikalarının “doğal” devamı
olarak yerleşim birimlerinin, ırmakların, nehirlerin, göllerin, ormanların vs.
Azerbaycan’a has isimleri hızlı bir şekilde değiştiriliyor, mezarlıklar,
camiler, tarihi mekan ve binalar yok ediliyordu. Ermeni ulus-devleti inşa
süreci böylesine bir vandallığı gerektiriyordu.
KİLİT KORİDOR ZENGEZUR
1920 yılında Moskova’nın talimatları ile
Azerbaycan SSC Komünist Partisi Merkez Bürosu ve Rusya Komünist Partisi
Kafkasya Bürosu’nun aldığı karar doğrultusunda Azerbaycan’ın Zengezur bölgesi
Ermenistan’a birleştirildi. Yani yeni bir devletin coğrafi inşa süreci böylece
tamamlandı.
Ayrıca bir diğer önemli husus da şu ki, şimdiki
Ermenistan`ın yerli halkı Müslüman Azerbaycanlılar için hayat, Moskova ve
Ermenistan SSC’nin çeşitli devlet politikaları sonucunda da yaşanmaz duruma
düşürülmüştü. Yükseköğretim kurumlarına kabul edilmeyen Müslüman
Azerbaycanlılar’ın Azerbaycan SSC’nin eğitim kurumlarına yönlendirilmesi ve
teşvik edilmesi gerçekleri çok iyi hatırlanmakta. Eğitim sonrası iş olanakları
hususunda da Azerbaycanlılar devlet eliyle yaratılmış engellerle karşılaşmakta
idi.
Her yıl 20 Haziran’da dünya, vatanından
kaçmak zorunda kalan insanlara değer verdiğini göstermek adına Dünya Mülteciler
Günü’nü kutluyor. Dünya Mülteciler Günü, Birleşmiş Milletler tarafından
dünyanın dört bir yanındaki mülteciler adına belirlenmiş uluslararası bir gün.
***
1989 yılında Azerbaycan Mülteci Derneği
isimli bir sivil toplum kuruluşu oluşturuldu. Vatanından kovulmuş yüz binlerce
insanın ortak acısını dile getirmek, son 150 yıl süresince onların temel insan
haklarının çiğnendiği gerçeğini dünyaya duyurmak, sorunlarına çözüm aramak
adına demokratik sivil bir oluşum. Azerbaycan Mülteci Derneği 2022 yılında Batı
Azerbaycan Topluluğu olarak yeniden örgütlenerek daha da etkinleşti. Topluluk,
uluslararası hukuk çerçevesinde bu yılın Ocak ayında Geri Dönüş Konsepti`ni
ilan etmiştir. Bu çerçevede BM, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa
Parlamentosu, UNESCO, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi
uluslararası kurumlarla ilişkiler kurulmuştur.
ANA YURDA DÖNÜŞ BİR İNSAN HAKKIDIR
Batı Azerbaycan Topluluğu’nun kuruluş
amacı ve faaliyetleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi çerçevesindedir.
Uluslararası hukuka aykırı faaliyetlerden dolayı onlar için oluşturulmuş
mağduriyetlerin giderilmesi çağrısı ve amacı Topluluğun temel misyonudur. Ana
yurtlarına barış içinde ve onurlu bir şekilde dönebilmek, kutsal mekanları ve
yakınlarının mezarlarından geri kalanları ziyaret edebilmek en temel insan
haklarıdır. Ait oldukları topraklara geri dönmek, orada yaşamak ve Ermenistan
toplumuna entegre olmak kötü bir şey değildir, Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin
desteklemesi gereken bir girişimdir. Monoetniklikten kurtulmak Ermenistan’a
sadece ve sadece büyük faydalar sağlayacaktır. Ne yazık ki, Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti’nin Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yaşayan kimin elinde
esir tutuldukları çok açık olan Ermeni kökenli vatandaşlara entegrasyon
çağrılarına benzer yaklaşımı Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’nden
Azerbaycanlılara karşı göremiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.