Siyasal sistem sağlam bir hukuki temele
dayandırılamadığı için de, daha çok İslam dışı gelenekten devralınan saltanat
sistemine teslim olunmuştur. Ve doğal olarak bu gelenek hukuku ve adaleti eksen
alan ve toplumsal rızaya dayalı bir sistemi değil, gücü merkeze alan otoriter
yapıların kurulmasına imkan hazırlamıştır. İşte bu yüzden de İslam
toplumlarının kendi kendilerini yönetme yeteneği bir türlü gelişememiştir.
Yaşadığımız yüzyılda İslam dünyasının her türlü sömürü ve işgale açık hale
gelmesinin temelinde de maalesef bu zihniyet sapması yer almaktadır.
İslam siyaset düzeni ile ilgili bir bakış
açısı geliştirmeye çalışırken, insanın yaratılış itibariyle sosyal bir varlık
olduğu gerçeği akılda tutulmalıdır. Biliyoruz ki tarih boyunca insan
toplulukları aynı zamanda siyasal bir nitelik taşıdıkları için hayatın tanzimi
açısından politika üretmek durumunda olmuşlardır. Dolayısıyla, aynı dünyayı
paylaşan insan topluluklarının günlük çatışmalardan kültürel farklılıklara
kadar her alanda ortaya çıkan sorunlarını yine politikanın imkanlarıyla çözüme
kavuşturmuşlardır. Zira politika bir uzlaşma aracıdır aynı zamanda...
Bu muvaceheden bakıldığında bütün dinler gibi
İslam da insanların insanca yaşayabilmelerini temin için adalet, hukuk, ahlak
gibi temel evrensel prensipler vazetmiştir. Bu çerçevede insanlar Kur’an’ın ve
Hz. Peygamberin ortaya koyduğu ilkeler ışığında, sosyal değişimin doğurduğu
yeni ihtiyaçlara göre içinde yaşayacakları sistemi kendileri üretmek
durumundadırlar. Eğer adalet ve özgürlüğün temini demokratik sistem tarafından
sağlanıyorsa, bu sistemin İslami anlayışla çatıştığını söylemek mümkün
değildir.
İslam siyaset düşüncesinin tarih boyunca
yaşadığı en temel problemlerden birisi; dünya hayatının tanzimi açısından
gerekli olan yönetim modellerinin İslam’la özdeş olarak değerlendirilmesidir.
Mesela Hilafet kavramı, Müslüman dünyada dinin temel bir prensibi gibi
algılanmaktadır. Oysa İslam’da hilafet temel bir ilke değildir. Sadece tarihsel
süreç içinde ortaya çıkan yönetimsel bir uygulama modelidir. Prof. Dr. Adem
Çaylak, “İslam siyaset düşüncesinde hakim olan genel ve temel ilkeler”
makalesinde hilafet kavramıyla ilgili şu tespiti yapıyor: “İnsanın halife
kılındığı şey, yeryüzünün hakimiyeti ve yönetimi ile ilgili bir iştir. Bu
yüzden insan, Allah’ın halifesi değil, yeryüzünün halifesidir. Kur’an’daki
halife ile ilgili ayetlerin hiçbirisinde halife kavramı Allah’a izafeten
kullanılmaz. Kur’an’daki halife kavramı, yeryüzüne izafeten kullanılır. Bakara
suresi 30. Ayette Allah meleklere “Ben yeryüzünde kendimi temsil edecek halife
tayin ettim” demez, “Ben yeryüzün(d)e bir halife yaratacağım” diye seslenir.
Dolayısıyla Allah’ın halifesi (halifetullah) olmaz. Çünkü Allah temsil
edilebilir bir varlık değildir. İnsan, ancak insana temsilci/halife olur.”
Kuşkusuz İslam siyaset düzenini
değerlendirirken, Batı’da dogmatik yapı arzeden bir din tasavvurundan söz
etmiyoruz. Zira İslam getirdiği evrensel ilkelerle fert, aile ve toplumsal
düzenlemeler dahil hayatın tüm alanlarını kapsayacak bir çerçeve çizer. Bu çerçevenin
içinin doldurulması, yani sitemin ete kemiğe büründürülmesi, insanların ve
toplumların zamana ve mekana bağlı değişimleri dikkate alınarak yeni
içtihatlarla belirlenir. En önemlisi de, İslam’ın bireysel ve toplumsal hayatla
ilgili gelişmeleri dogmatik bir yapıya hapsetmemesidir. Çünkü din hayatın
dışında bir olgu değildir, bu yüzden de İslam’da kilise dogmatizmine benzer bir
yapıya izin verilmemiştir. Dolayısıyla İslam düşüncesinde, sistemin inşası için
gerekli asgari müşterekler belirlenirken, zaman içindeki değişimlere cevap
vermeyi mümkün kılacak prensipler her zaman ön planda tutulmak durumundadır.
Evet İslam açısından temel ilkeler böyledir,
ama ne yazık ki İslam tarihindeki uygulamalar bu ilkelerle örtüşen bir
istikamette ilerlememiştir. Hilafetle başlayan siyasi uygulamalar, daha sonra
adalet, şura ve meşveret ilkelerinden sapmış ve saltanata dönüşmüştür. Dramatik
olan ise, İslam ulemasının saltanat rejimlerini meşrulaştırmada bir araç
vazifesi görmesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.