Terör örgütü PKK, 12. Olağanüstü Kongresi'nde silahlı mücadeleyi sonlandırma ve örgütsel yapıyı feshetme kararı aldı. Ayrıca çalışmaların Abdullah Öcalan'ın yönetiminde demokratik siyaset temelinde sürdürüleceği açıklandı.
Terör örgütü PKK, düzenlediği 12.
Olağanüstü Kongresi'nde tarihi nitelikte kararlar aldı. Kongre sonuç
bildirisine göre, örgütün silahlı faaliyetlerini sonlandırması ve örgütsel
yapısını feshetmesi kararlaştırıldı.
Kongrede alınan kararlarda, örgütün 40
yılı aşkın süredir yürüttüğü silahlı mücadelenin sona erdiği vurgulanarak,
bundan sonraki sürecin “demokratik siyaset” temelinde yürütülmesi hedeflendiği
bildirildi. Sonuç bildirgesinde, “PKK'nin Olağanüstü 12. Kongresi, halkımız
üzerindeki inkâr ve imha siyasetini boşa çıkardığını, Kürt meselesinin
çözümünde demokratik siyasetin önünü açtığını ve bu yönüyle örgütün tarihi
misyonunu tamamladığını değerlendirmiştir.” ifadeleri yer aldı.
Kongre kararlarının, sürecin devamında
Abdullah Öcalan’ın rehberliğinde yürütülmesi öngörüldü. Açıklamada, PKK adıyla
sürdürülen tüm faaliyetlerin sona erdirildiği açıklandı.
Terör örgütü PKK'nin
"fesih" açıklaması şöyle:
"Önder Abdullah Öcalan’ın 27
Şubat tarihi açıklamasıyla başlayan süreç, yaptığı çok yönlü çalışmalar,
değişik tarzlarda sunduğu perspektifler ışığında 5-7 Mayıs tarihleri arasında
toplanan 12. Parti Kongremiz başarıyla tamamlandı.
Kongremiz çatışmaların devam
ettiği, havadan karadan saldırıların sürdüğü, alanlarımız üzerindeki kuşatma ve
KDP ambargosunun devam ettiği zorlu koşullara rağmen güvenlikli bir şekilde
gerçekleştirildi. Güvenlik nedeniyle iki farklı alanda eş zamanlı bir biçimde
yapıldı. Toplamda 232 delegenin katılımıyla gerçekleşen PKK 12. Kongresi
Önderlik, Şehitler, Gaziler, PKK’nin Örgütsel Varlığı ve Silahlı Mücadele
Yöntemi ile Demokratik Toplum İnşası konularını tartışarak Özgürlük Hareketimiz
için yeni bir döneme girişi ifade eden tarihi kararlar aldı."
PKK ADIYLA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALARI
SONLANDIRDI
"PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK
mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt
sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle
PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12.
Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek
üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini
sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.
Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması
ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın
özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin
etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini
benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele
yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve
asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den
başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve
Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu
temelde başarıyla yürüttüğü mücadele sonucunda halkımız adına diriliş devrimini
gerçekleştirerek bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının
sembolü haline geldi.
Diriliş devrimimizin halkımız açısından
büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı
gelişti. Önder APO bu arayışa 17 Mart 1993 Ateşkesiyle cevap vererek yeni bir
süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan
çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması,
Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu
yeni süreç sabote oldu. Binlerce köy boşaltılıp yakıldı. Milyonlarca Kürt
yerinden yurdundan edildi, on binlercesi işkencelerden geçirilerek zindanlara
atıldı ve binlercesi ise faili meçhul biçimde katledildi. Buna karşılık
Özgürlük Hareketi hem nicel hem nitel olarak büyüdü, gerilla savaşı Kürdistan
ve Türkiye’ye yayıldı. Gerillanın yürüttüğü savaşın etkisiyle Kürt halkı
serhildanlara kalktı. Böylece her iki taraf açısından savaş temel seçenek
haline getirildi. Savaşın karşılıklı olarak tırmandırılmasının yarattığı tekrar
aşılamadı. Böylelikle Önder APO’nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl
yollardan çözme çabaları sonuçsuz kaldı."
KÜRT-TÜRK
İLİŞKİLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ KAÇINILMAZDIR
"Süreç 15 Şubat 1999 uluslararası
komplosu ile farklı bir aşamaya taşındı. Bu süreçte komplonun önemli bir hedefi
olan Kürt-Türk savaşı Önder APO’nun büyük fedakarlıkları ve çabaları sayesinde
engellendi. İmralı işkence ve soykırım sisteminde tutulmasına karşın Kürt
sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme yönündeki ısrarını sürdürdü. 27
yıldır mutlak tecrit altında tutulan Önder APO İmralı soykırım sistemi ile
mücadele ederek uluslararası komployu boşa çıkardı. Uluslararası komployla
mücadelede erkek egemenlikli iktidarcı-devletçi sistemi çözümleyerek
demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigmasını geliştirdi.
Böylelikle halkımız, kadınlar ve ezilen insanlık için alternatif özgürlük
sistemini somutlaştırdı.
Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin
sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans
alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik
Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun
çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt
isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık
Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık
temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında
Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden
düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
52 yıldır Önderlik ve PKK yürüyüşüne büyük
bedeller pahasına katılarak, inkâr ve imha siyasetine, soykırım ve asimilasyon
politikalarına karşı direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik toplum
sürecini daha bilinçli ve örgütlü biçimde sahiplenecektir. PKK’yi feshetme ve
silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararını, halkımızın herkesten daha iyi
anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin
görevlerine sahip çıkacağına inancımız tamdır. Halkımızın kadınlar ve gençler
öncülüğünde, yaşamın her alanında öz örgütlerini oluşturması, dilleri,
kimlikleri ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi,
saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla
komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir. Bu temelde Kürt siyasi
partilerinin, demokratik örgütlerinin, kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini
geliştirme ve Kürt demokratik uluslaşmasını sağlama yönündeki sorumluluklarını
yerine getireceklerine inanıyoruz.
Mücadele ve direniş ile geçen özgürlük
tarihimizin mirası PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset
yöntemiyle daha güçlü gelişecek, halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik
temelinde gelişme gösterecektir. Yoksul ve emekçi halklarımız, tüm inanç
grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışında kalmış tüm
kesimler barış ve demokratik toplum sürecinde haklarını savunarak demokratik
adil bir ortamda ortak yaşamı geliştireceklerdir."
"HERKESİ BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM
SÜRECİNE KATILMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
"Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve
silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik
çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder
APO’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını
ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük
Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı
şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan
tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını,
demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri,
sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist
hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine
katılmaya çağırıyoruz.
Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri,
devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini
sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir
düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının
Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını
başarmak anlamına gelecektir.
Barış ve Demokratik Toplum süreci ve
sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil eden Demokratik Toplum
Sosyalizmi ile küresel demokrasi hareketi gelişerek adil ve eşit bir dünya
oluşacaktır. Bu temelde başta Küresel Özgürlük Hamlesine öncülük yapan dostlarımız
olmak üzere demokratik kamuoyunu demokratik modernite kuramı çerçevesinde
enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Uluslararası güçleri halkımıza yönelik
yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek
demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet
ediyoruz.
Önderliğimizin çağrısıyla topladığımız PKK
12. Kongremiz 3 Temmuz 2018 tarihinde şehit olan Partimizin önder kadrolarından
Fuat-ALİ HAYDAR KAYTAN ve 25 Eylül 2019 tarihinde şehit olan RIZA ALTUN
yoldaşların şehadetini ilan etmiştir. Bu temelde PKK’nin kurucu önder
kadrolarından Fuat-ALİ HAYDAR KAYTAN Yoldaşı ‘Önderliğe Bağlılık, Hakikat ve
Kutsal Yaşam’ sembolü; Önder APO’nun ilk yol arkadaşlarından olan RIZA ALTUN
Yoldaşı ise ‘Özgürlük Yoldaşlığı’ sembolü olarak kabul etmiştir. Tarihi 12.
Parti Kongremizi, Özgürlük Hareketimizin başından itibaren yer alarak bugüne
kadar aralıksız mücadeleleriyle bizlere öncülük eden bu iki büyük şehit yoldaşa
atfediyor, onlar şahsında tüm mücadele şehitlerimize başarı sözümüzü yineliyor,
Barış ve Demokrasi Şehidi Sırrı Süreyya Önder Yoldaşın hayallerini
gerçekleştirme iddiamızı belirtiyoruz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.