Belli ki silahların nasıl bırakılacağı dahil bir dizi adım önceden konuşulmuş ve belirlenmiş durumda. Ancak karar almak ile uygulamak bambaşka konular. Kararların yaşama geçmesi, beklentilerin karşılanmasına bağlı…
Tarihi açıklamanın satır aralarında
söylenenler ve iktidarın zorlu sınavı
“Sembolik ve belirsiz” eleştirilerine yol
açsa da yarım asırdır devam eden, giderek bölgeye yayılan çatışmaların
bütünüyle sonlandırılması açısından tarihi öneme sahip bir açıklama yapılarak,
PKK’nın feshedildiği kamuoyuna duyuruldu.
Açıklama ve kamuoyuna yansıyan bilgiler
gösteriyor ki, Öcalan’ın çağrısına uyup uymayacağı merakla beklenen PKK,
kongresini, hâkim olduğu iki ayrı alanda, eş zamanlı olarak gerçekleştirdi.
Mezopotamya Haber Ajansı’na göre, kongreye PKK Yürütme Kurulu üyeleri, PKK
Merkez Komite üyeleri, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi eş
başkanları ve konsey üyeleri, HPG Askeri Konseyi üyeleri, KJK ve PAJK
koordinasyonu üyelerinin de olduğu 232 delege katıldı.
“Bir son değil”
Kongrenin başkanlığını yürüten Duran
Kalkan’ın açılış konuşmasındaki vurgusu önemli. Kalkan, konuşmasında, “Bu
kongremiz diğer kongrelerden farklı tabii. Bir yönüyle biraz birinci kongre ile
karşılaştırılabilir. PKK’yi tarihsel olarak sonlandırma ve tarihi yerine
oturtma amacıyla gerçekleştirilmiş bir kongre oluyor. Tabi bu bir son değil,
böyle bir sonuçlandırmayla yeni çıkışların önü açılmak isteniyor. Yeni
çıkışlara imkân ve fırsat tanınmak isteniyor" dedi.
Kongrede alınan kararlarla ilgili açıklama
aslında yeni yol haritasının ne olduğu konusunda çok fazla fikir vermiyor.
PKK’nın ve Abdullah Öcalan’ın alışılmış, örtülü dili ile yapılan açıklamanın en
önemli yanı kuşkusuz PKK’nın varlığına kendi inisiyatifiyle son verdiğini
duyurması. “Bir son değil” vurgusu yaparak. Niyeti anlamak için önce kamuoyuna
yapılan açıklamanın kritik kimi noktalarına bakmak lazım...
“Yeni döneme geçiş”
Açıklamanın hemen başında, kongrede
silahlı mücadele yöntemi ve demokratik toplum inşası konularının tartışıldığını
belirtilerek, “özgürlük hareketi” açısından yeni bir döneme giriş anlamına
gelen tarihi kararlar alındığı vurgulandı. Buradaki vurgular, örgütlü yapının
bir biçimde, demokratik siyaset ekseninde devam edeceğini vurgulaması açısından
önemli.
Devamında, Kürt sorununun demokratik
siyaset yoluyla çözülmesi noktasına gelindiği ve PKK’nın tarihi misyonunu
tamamladığı vurgulanarak, silah bırakılması konusundaki ciddiyetin altı
çizildi.
Öcalan şartı
Açıklamanın önemli yönlerinden biri,
sürecin bundan sonra nasıl yürütüleceğini de örtülü biçimde anlatması. En
azından beklentinin vurgulanması.
Açıklamada, kararların pratikleşme
sürecinin Öcalan tarafından yönetilmesi ve yürütülmesi vurgusu yapıldı. Bu
“şart” cümlesinin ardından yine önemli bir cümle geliyor:
“Kongre, pratikleşme süreci Önder Apo
tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının
feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK
adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.”
Özal iddiası ve provokasyon vurgusu
Açıklamada tarihsel bir anlatı da yer
aldı. Bu bölümde çarpıcı bir iddiada bulunularak, “1990’lı yılların
koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu
siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder APO bu arayışa 17 Mart 1993
Ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır
etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut
Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek
savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu” denildi. Özal’ın,
sadece bu nedenle derin devlet tarafından öldürüldüğü öne sürülerek, örtülü
biçimde provokasyon uyarısında da bulunuldu.
Devamında Öcalan’ın da uluslararası
komployla yakalandığı ancak özgürlükçü toplum paradigmasını bu süreçte
geliştirerek komployu boşa çıkardığı öne sürüldü. Uluslararası güçlere de
süreci sabote etmemeleri çağrısı bu noktada yapıldı.
Lozan öncesi
Açıklamada, beklenti konusunda da Lozan vurgusu yapılarak, Lozan anlaşması ve 1924 Anayasası’nın öncesine dönülmesi, Kürt ve Türkler’in ortak vatanı, Kürt ve Türk halklarının kurucu öge olduğu demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’nin Öcalan tarafından çözüm çerçevesi olarak belirlendiği anımsatıldı
3. Dünya Savaşı
Sorunun ancak ortak vatan ve eşit
yurttaşlık temelinde çözülebileceği belirtildi. 3. Dünya Savaşı’na vurgu
yapılarak, Ortadoğu’daki gelişmelerin Kürt-Türk ilişkilerinin yeniden
düzenlenmesini kaçınılmaz kıldığı ifade edildi.
Örgütlenme çağrısı
Halkın, PKK’nın fesih kararını anlayacağı
ifade edildi ve halka kendini de savunabileceği, demokratik toplum inşası
hedefine yönelik öz örgütlerini oluşturması çağrısı yapıldı. Komünal örgütlenme
bir yöntem olarak gösterildi.
Demokratik siyaset hakkı
Süreci Öcalan’ın yürütmesi vurgusu
tekrarlanarak, kararların uygulanması için demokratik siyaset hakkının
tanınması, sağlam bütünlüklü bir hukuki güvencenin zorunluluk olduğu
vurgulandı. TBMM ve muhalefete, kanaat önderlerine, STK’lere görev düştüğü belirtildi.
İdam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının
son sözleri tekrarlanarak, onların amaçlarını başarmak için Türkiye’deki sol
sosyalist güçlere de süreci sahiplenmeleri çağrısı yapıldı.
Adım adım ilerleme ve Dolmabahçe
vurgusu
PKK’nın açıklaması, fesih kararının
alındığını, yapılacakların kamuoyuna açıklanmasa da belirlendiğini ancak bütün
bunların yaşama geçmesi için koşulların olduğunu söylüyor.
Bu koşullardan biri Öcalan’ın şartlarının
iyileştirilerek süreci yönetmesine izin verilmesi. İrade Öcalan’a devrediliyor
ve adım adım yol alınması gerektiğine işaret ediliyor.
İkincisi yapısal çözüm sağlanması için
TBMM’nin devreye girmesi. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması. Gerekirse
anayasal değişiklik için harekete geçilmesi.
Öcalan’ın açıklamasının aksine sosyalizm
vurgusunun sıkça yapıldığı açıklama, “ortak vatan” talebini temel amaç olarak
belirliyor. Aslında iktidarla dil açısından uyumlu olan tek başlık bu
sayılabilir. Ancak ortak vatan vurgusu, antidemokratik uygulamaların son
bulmasının da ötesinde çeşitli tanımlar ve kabuller konusunda paradigma
değişikliğine gidilmesi talebini de içeriyor. İktidar, bu anlamı paylaşıyor mu,
bu kısmı tartışılır.
Ancak yasal adımlar konusunda daha önce
rafa kaldırılan Dolmabahçe kararlarının kılavuz olarak alınmasının
beklenildiğini söylemek yanlış olmaz. Demokratik toplum vurgusu açıkça bu
noktaya işaret ediyor. Anayasal ve yasal güvenceler isteniyor.
Belli ki silahların nasıl bırakılacağı
dahil bir dizi adım önceden konuşulmuş ve belirlenmiş durumda. Ancak karar
almak ile uygulamak bambaşka konular. Kararların yaşama geçmesi, beklentilerin
karşılanmasına bağlı…
İktidarı zora düşüren ifadeler
Açıklamadaki Lozan ve 1924 Anayasası
vurgusu, vatandaşlık tanımı dahil, bir dizi anayasal tanıma yapılan örtülü
vurgular, sürece karşı duranlar açısından önemli argümanlar haline gelecek,
kuşku yok.
Söylemini bütünüyle, “şartsız, koşulsuz
silahların gömülmesi” temeline oturtan iktidar bloğunun da açıklamanın bu
boyutları üzerinde durmak istemeyeceğine kuşku yok.
Gelinen noktada temel tartışma, silahların
bırakıldığının kanıtlanması isteğiyle, “önce yasal düzenleme yapılsın” talebi
arasında yürüyecek. PKK, bu açmazın da Öcalan ve TBMM tarafından giderilmesini
bekliyor.
MHP lideri Bahçeli’nin çağrıları üzerinden
şekillenen süreçte, önceki çözüm süreçlerinde tarihindeki en büyük oy
kayıplarını yaşayan AKP geri planda kaldı. Ancak artık AKP’nin de geride
duramayacağı, inisiyatif alması gereken bir noktaya gelindi. Örgütün feshi
önemli bir başarı olarak görülse de kamuoyu desteğinin sürdürülmesi, ne olursa
olsun iktidarda kalmayı hedefleyen Erdoğan ve AKP açısından orta vadede en
önemli başlık. Bu nedenle iktidarın atacağı adımlarda maliyet hesabının ne
düzeyde yapılacağı, sürecin başarısı açısından da temel bir gösterge.
Suriye denklemi
Beklendiği gibi örgütün açıklamasında
Suriye ile ilgili hiçbir vurgu yok. Zira Suriye, örgüt tarafından da Ankara
tarafından da sonraya bırakılmış bir başlık. PKK’nın tasfiyesinin Suriye’deki
SDG ve askeri yapılanması YPG’nin farklı biçimde anılmasına yol açacağı
iddiaları bulunsa da bu mayınlı alan bekletici bir sorun olmaktan çıkarılmış
durumda. Ankara da elbette örgütün YPG ile ilgili karar almayacağını biliyor.
Ancak YPG’nin Suriye ordusuna dahil olması ve varlığına son vermesi bir
beklenti olarak mutlaka gündeme gelecek. O döneme kadar Suriye’de nelerin
yaşanacağı bu beklentinin karşılanıp karşılanmasını da belirleyecek.
PKK ne yapacak?
Açıklama, PKK kadrolarının bulundukları
yerlerde silahsız, sivil alanda örgütlü biçimde siyaset yapma talebini ve
niyetini de içeriyor. Türkiye’nin yapacağı yasal düzenlemelerin çerçevesi, üst
düzey kadrolar ve silahlı-silahsız kadroların ne düzeyde dağılacağının
belirlenmesi açısından önemli. Ancak somut gelişmeler yaşanmadan söylendiği
gibi örgüt yöneticilerinin farklı ülkelere gitmesi, bütün kadroların teslim
olması gibi gelişmelerin yaşanmayacağına kuşku yok. Adım adım ilerleme burada
da kendini gösterecek. Bu nedenle önümüzdeki aylarda yaşanacaklar, atılacak
adımlar önemli.
Uçum’un sözleri ve tarihi dönemeç
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un,
açıklamadan hemen sonra paylaştığı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin de
Milli Devleti’dir” mesajı da önemli. Uçum, açıklamasında, “Yeni dönem
Türkiye’yi her bakımdan güçlendirecektir. Demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı
reformların yapılacağı, ulusal ve yurtsever demokrasi hukukunun somutlandığı
yeni bir aşamaya geçileceği herkesin kabulündedir” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet tarihinin en
muhafazakâr-milliyetçi parlamento yapılarından biri kapsamlı reformları nasıl
karşılayacak, bu kısım önemli. Daha önemli olan, mevcut iktidarın kapsamlı
reform yapma, bunları uygulama kapasitesi. Bu yön değişikliği mümkün mü, değilse
bütün bunlar nasıl olacak, asıl mesele bu…
Buna rağmen örgütün kurulduğundan bu yana
ilk defa kendini feshetme noktasına gelmesi, silahlı mücadele yönteminin geride
bırakıldığını açıklaması azımsanamaz. Bu fırsatın nasıl değerlendirileceği ve
bölgedeki olası gelişmeler bugün tartıştığımız konuların çok ötesinde bir
noktaya gelmemize ve bambaşka başlıkları tartışmaya başlamamıza da yol
açabilir. Bu kritik virajın nasıl dönüleceğini göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.