Bize “yeni ilmihal” gerek. Madem yeni normal bir döneme giriyoruz, eski dönem fıkıh kalıpları içinde yeni döneme ilişkin sorunları anlamamız ve çözmemiz mümkün.
4 işlem kafası ile Kuantum problemlerini
çözemezsiniz. Çözeyim derken “sentetik et”e fetva verirsiniz.
Biz 100 yıldır, “Kaime” üzerinden “faiz”
tanımı ile “Riba”yı anlamaya çalışıyoruz. “Kaime”yi anlamadan “Libor”u
ve enflasyonu anlamadan, “Kur”u tanımlamadan “Faiz” üzerinden
hüküm veremezsiniz.
Bir dost yazmış: 5 vakit namazını 5 vakit
abdest alarak namaz kılan kişinin suyu kaçaksa abdestinin hükmü nedir? Abdesti
batılsa, namazı nedir?
Tabi ki, “Vay o kaçak suyla abdest
alıp namaz kıldıklarını zannedenlerin haline ki!” diye bir ayet yok.
Ama mesela “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar yetimin hakkını
yerler” diye bir ayet var.
Gelenekte kamu malı yetim malı
gibidir. Yani, rüşvet alan da veren de, yetim hakkını gasbetmişse bütün
namazlarını Ayasofya’da, Mescid-i Aksa’da, Medine-i Münevvere’de, Kabe-i
Muazzama’da kılsa ne yazar! Hüküm değişmez.
Her gece Kur’an-ı Kerim okusa, ama
elektriği kaç kullanıyorsa, okuduğu Kur’an’ın kendisine hayrı dokunur mu hocam!
Yoksa bu iş Allah’ın gazabını mı celbeder.
Haram para ile alınan Acme
hurmasını besmele ile yanında zemzemle yiyip içmek caiz midir hocam!
O lokma ona yiyene lanet eder. Onun
günahını azaltmaz, şifa da olmaz. Allah’ın gazabını artırır.
Hani çocuğunun kocasından değil
komşusundan olduğunu öğrenince Allah’a şükreden kadının haline benzer bunların
halleri. Ya da “Kurban keserek genelev açan adamın hali gibidir” bunların
hali.
Rakıyı zemzemle seyreltip, besmele
çekerek üç yudumda içerseniz, günahı azalır mı hocam, bu işin.
Yanına da tuzlu leblebi yersek ne
olur hocam!
“Necasetten tahareti” biliyoruz da,
şu “Hades’ten taharet” konusunu anlamadık gitti. Her şeyi
metalaştırdığımız için, “görünmeyen kir”den haberimiz yok.
Niyet aklın abdestidir. Sonra kalbimiz
temiz olmalı.
Ve tabi bedenimiz, elbisemiz, ibadet
ettiğimiz mekân temiz olmalı. Aklında fitne fesat, kalbinde bin türlü şüphe,
cüzdanında haram para varsa abdestiniz batıldır.
Namaza dururken giydiğin elbiseyi haram
para ile aldı iseniz, çaldı iseniz, zemzemle yıkasanız, gül suyuna batırsanız
taharetten söz edemezsiniz.
Siyasiler, bürokratlar, yerel yöneticiler
kamu yararı için zorunlu, zaruri olmayan bir iş için kamu kaynaklarını
kullanıyorsa Allah yaptıkları işin bereketini yok eder.
“Bizim Ömer” devlet işi görürken,
hazinenin mumu yanarken, “kendini özel olarak ziyarete gelen arkadaşının
selamını almak için kamu mumunu söndürüp kendi mumunu yakardı”.
Mesela soru çalıp makam kapanlar, ya da
torpille bir yerlere gelenler, o makamlarında günde 5 vakit namaz kılsalar ne
yazar.
İhaleye fesat karıştırıp, 3 kuruşluk işi
10 kuruşa yapanlar, ihaleyi kendi adamlarına peşkeş çekenler cami yaptırsalar,
mektep yaptırsalar ne yazar. Haram para ile saadet olmuyor. Kem alatla kemalat
da olmuyor. Haram para ile yapılan okullardan, yurtlardan gelenler yattıkları
yerden cin çarpmış gibi uyanıyorlar.
Laikçilere karşı direnen ailelerin
çocukları seküler oluyorlar. Anneleri başörtüsü direnişinde sokaklarda gözyaşı
dökenlerin çocukları şimdi başka vadilere savruldular sanki. Servet ve
iktidarın dönüştürücü gücü, önce ona sahip olanları dönüştürüyor. Bu bizimkiler
ya da ötekiler için fark etmiyor. Haram para, haram makam, haram ilişkiler
sonunda aynı kapıya çıkıyor. Şarap nasıl şişede durduğu gibi durmazsa, haram
para da cüzdanda, kasada durduğu gibi durmaz. Şeytanınız haramlarınız kadar
çoktur ve azılıdır.
O şeytanlar size, sizin hoşunuza gidecek
fetvalar verecek, Belam karakterli hocalar da bulurlar. Eskilerden misaller de
getirirler, tarihten önekler verirler, kitabı te’vil ederler. Size Allah’ın
merhametinden, affedici olduğundan söz ederler. Sakın dikkat edin, Şeytan sizi
Allah’la aldatmasın.
Haram mal, haram söz, haram para, haram
iş, haram makam ve harama batmış kişilerden uzak durmalı.
İş işten geçmeden tevbe edetmeli. Sırtdaki
haram yükden kurtulunmalı. Yoksa bütün o edinimler, kendi sırtınızda, kendi
cehenneminize taşıdığınız oduna dönüşecektir.
Haksızlıklar karşısında susanlardan
olmayın, dilsiz Şeytan olursunuz. Babalar oğullarının, oğullar babalarının
ellerini tutsunlar. Haksızlıklar karşısında susanlardan olursanız siz de
içinizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden zarar görenlerden olursunuz. Ateş
size de dokunur.
Şu şöyle olursa böyle olur, bu böyle
olmazsa şöyle olur. Şunlar kazanırsa, biz kaybederiz gibi akıl yürütmeler,
kaderi görmezden gelmektir. Sonunda adil olmayan bir işlemle kazandığınızı
zannettiğiniz şey aslında manevi alanda kaybettiğiniz şeydir.
Hiç düşündünüz mü, “Babanız kız olsaydı,
siz kim olurdunuz?” Kaderde geriye ya da ileri dönük ihtimal hesapları bizi her
zaman selamete ulaştırmaz. Meşruiyet zemininde arayışımızı sürdürürken, sonuçta
Allah’ın rızasına razı olmayı nefsimize kabul ettirmemiz gerekir. Mutmain bir
mümin aklı ve yüreği böyle düşünür. Değilse onun işleri Şeytanın oyuncağıdır.
Kazandıklarını zannettikleri
kaybettikleridir aslında. Onlara o kazançları iki cihanda da saadet vesilesi
olmayacaktır. Onlar kaçtıklarını zannettikleri şeye doğru koşanlardır ve yakın
bir gelecekte nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını da göreceklerdir. Yıkımları
ne kadar gecikir ve ertelenirse helakları o kadar şedit olacaktır.
İnşallah Haydar Dümen mantığı ile üretilen
bir takım sorulara, reality show haberciliği ile yorum getirmeye hazır medyanın
Güzin ablalarına gündem oluşturması söz konusu olan sorulara itibar edilmez,
onlara cevap verelim derken Diyanet anlamsız bir gündemin merkezine oturtulmaz.
Yoksa yakında Klonoid, Humanoid üzerinden siber açılımları olan cinsellikle
ilişkilendirilmiş yeni tartışmaların da günden oluşturması çok uzak değil.
Zaten daha önce kadınken erkek olan
annenin, sperm bankasından döllenerek peydahladığı çocuğu doğuran taşıyıcı
annesi yanında resmi babasının da cinsiyet değiştirip ailede (!?) yeni rolünü
üstlenmesine çare aramaya kalkarsak işimiz zor. Kaynağı, yöntemi, hedefi batıl
olan bir iş yorumla meşrulaştırılamaz.
Din, siyaset ve tarih giderek
magazinleştiriliyor.
Bu fitneden uzak durmak hepimizin görevi.
Daha MetaVerse fetvalarına sıra gelmedi.
MetaVerse’de kaç evlilik caiz ya da sanal evliliğin fetvası mı olur, artırılmış
gerçeklikle desteklense de.
Sanal çocuğunuza miras düşer mi, mesela.!?
Selam ve dua ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.