Heyet Tahrir El Şam’ın, liderliğinden Suriye devlet başkanlığı koltuğuna oturan Ahmet El Şara’nın kim olduğu, nasıl karar aldığı ve Suriye’yi gelecekte nasıl yöneteceğinin anlaşılabilmesi için psiko- biyografisinin ve nasıl karar aldığının ortaya konulması gerekmektedir. Bir liderin psiko- biyografisi incelenirken, yaşam hikayesi, duyarlılıkları, bilişsel yapısı ve duygu dünyasının bilinmesi gerekmektedir.
El Şara, Suriye devlet başkanlığı
koltuğuna oturduktan sonra hakkında birçok şey yazıldı. Bu bilgiler ve Suriye
iç savaşını en başından takip eden bir akademisyen olarak El Şara’nın
psikolojik profilini ortaya koymaya çalışacağım. Öncelikle, gizli örgüt faaliyetleri
yürüten kişilerde en az iki kimliğin bir arada bulunduğu ve bu kimliklerin çoğu
zaman bir birinden bağımsız olarak bireyin kimliğinde varlığını sürdürdüğü ve
bazı zamanlarda alter kimliğin, gündelik kimliği etkisi altına aldığı
bilinmektedir. Bu bakımdan, ilk olarak açık kaynaklarda yer alan bilgiler
ışığında Ahmet El Şara’nın yaşam hikâyesini derlemek yararlı olacaktır.
AHMET EL ŞARA’NIN BİYOGRAFİSİ
Suriye Devlet başkanı Ahmet El Şara’nın
1982 yılında Suriye’de doğduğu ifade edilse de, Şara’nın Suudi Arabistan’ın
Riyad kentinde doğduğuna dair bilgiler de bulunmaktadır. Babası, Petrol işleri
ile ilgilenen bir danışman iken annesi ise öğretmendi. Babasının Suriye
Başbakanı Abdul Rauf El Kasım’ın danışmanı olduğu ileri sürülüyor. Ailesi 1989
yılında Riyad’dan Şam’a yerleştiği biliniyor. Okul döneminde, sosyal olarak içe
dönük, zeki ve manipülasyon yeteneği güçlü bir kişi olduğu ifade edilmektedir.
Ergenlik döneminde Nusayri bir kız ilişkisi yüzünden sosyal baskı görmüş ve bu
baskılara karşı direnmiştir. Bu durum kişisel yaşamında bir dönün noktasını
teşkil etmektedir.
AHMET EL ŞARA’NIN MUHAMMED COLANİ
KİMLİĞİ
Ahmet El Şara, 21 yaşına geldiğinde,
Amerikan’ın Irak işgal süreci başlamıştı. Suriye yönetimi, Iraktan sonra
sıranın kendilerine geleceğini düşündüğü için Suriye’de ve dünyanın çeşitli
bölgelerinden gelen cihatçıları Irak’ta Amerikalılarla savaşması için Suriye’yi
Irak’a bir geçiş noktası için kullanmalarına müsaade ediyordu. Ahmet El Şara,
Suriye istihbaratının, cihatçı militanları Irak’a transfer etme sürecinde yer
aldığı ve bu süreci Suriye istihbaratı adına yürüttüğü de ileri sürülmektedir.
Bu bağlamda bakıldığı yirmili yaşlarındaki Şara’nın Suriye istihbaratı ile
ilişkisi olduğu ve Suriye istihbarat sistemini bu süreçte yavaş yavaş tanımaya
başladığı söylenebilir. Bu süreçte, Ahmet El Şara, Muhammed Colani olarak Irak
El Kaidesi ’ne katılmıştır. Dönemin Irak El Kaidesi olarak bilinen Zerkavi
grubu, Kuzey Irak’ta Ensar El İslam grubu ile birlikte faaliyet yürüttüklerini
de ileri sürülmektedir. Zerkavi’nin Suriye’de, Ensar El İslam ile birlikte
faaliyet gösterdiği CIA tarafından bilinmesine rağmen uçuşa yasak bölgede bu
örgütün güçlenip, serpilmesine göz yumuldu. Colani bu dönemde Amerikan güçleri
ile işbirliği yapan Şii unsurlara yönelik eylemleri yönettiği de iddia
edilmektedir. Muhammed Colani, 2006 yılında ABD güçleri tarafından yakalanarak
Irak’ın Güneyinde yer alan ve cihatçı yetiştirme üssü olarak bilinen Buca
hapishanesine konuldu. Buca cezaevi güçlerinde Ebubekir El Bağdadi ile tanışıp
güçlü bir ilişki kurdular. Colani, 2011 yılında hapishaneden serbest
bırakıldıktan sonra Ebubekir El Bağdadi komutası altında faaliyetlerine devam
etmiş. Colani süreç içerisinde Irak El Kaidesinin Ninova eyaleti sorumlusu
haline gelmiştir.
IŞİD’TEN AYRIŞMA
2011 yılında, Ebu Bekir El Bağdadi’nin
yönlendirmesi ile Suriye’ye geçmiş ve burada Nusra Cephesini kurmuştur. Nusra
Cephesi, yerel ve yabancı militanlardan oluşan bir uluslararası bir yapı haline
gelmesi ve operasyonel açıdan bağımsız hareket etmesi Colani’nin Bağdadi ile
olan ilişkilerini zedelemiştir. 2013 yılında IŞID ilan edildikten sonra
Nusra’nın da bu yapıya katılması istenmesi üzere Colani bu daveti reddetmiş ve
El Kaide lideri Eymen El Zevahiri’ye biat etmiştir. Bu durum Nusra cephesi ve
IŞİD arasında şiddetli çatışmaları körüklemiştir. 2016 yılına gelindiğinde ise
Colani Suriye devrimini yerelleştirmek ve yabancı savaşçıların etkisini
azaltmak için Nusra Cephesinin adını Fetih El Şam olarak değiştirmiş ve diğer
gruplarla ittifak yaparak 2017 yılında Heyet Tahrir El Şam grubunu kurmuştur.
Bu dönemde HTŞ, İdlip’te baskın bir güç haline gelmiştir. İdlip’te El Kaide’ye
bağlı, Hurras El Din’in faaliyetlerine izin vermiş ancak bütünlüğü
parçaladığını ileri sürerek 2020 yılında bu yapıyı tasfiye etmiş ve İdlip’te
Şam’ın düşüşüne kadar tek otorite olarak kalmıştır. Bu hayat hikâyesi dikkate
alındığında, Ahmet El Şara’nın bazı kırılma noktaları nedeni ile değişip
dönüştüğü görülmektedir. Bu bakımdan Şara’nın bilişsel özelliklerine ve nasıl
karar aldığına odaklanılması gerekmektedir.
AHMET ŞARA’NIN BİLİŞSEL YAPISI
Ahmet El Şara’nın yaşam hikayesi dikkate
alındığında, karmaşık bir kişilik yapısına sahip olduğu, durum
değerlendirmeleri yaptıktan sonra kararlarını pratik düşüncelere dayanarak
verdiği görülmektedir. İktidarını ve gücünü sürdürmek için durum ve koşullara
göre koalisyon kurmayı önceleyen bir liderlik özelliğine sahip olduğu da ifade
edilebilir. Radikal bir ideolojik arka plana sahip olmasına rağmen , siyasi
gelişmeleri dikkate alıp, taktik tavizler vermeye eğilimli bir kişi olduğu da
ileri sürülebilir. İttifak ve işbirliğini konjonktüre göre kurup, şartlar
değiştiğinde ittifakı bozma ve karşıt pozisyon almaktan çekinmeyen bir liderlik
özelliğine sahip olduğu, bu bakımdan pragmatik bir kişilik olduğu ifade
edilebilir. Bu tarz kişiler iktidarları ve varlıkları tehdit altında olduğunu
hissettiğinde, ittifak değiştirebilmekte ve sert ideolojilere sarılıp tabanını
korumaya çalışabilmektedir.
AHMET EL ŞARA’NIN KARAR ALMA STİLİ
Her kırılma noktasında yeni ittifaklar
kurarak iktidarını sürdürmesi Ahmet El Şara’nın stratejik düşünen ve pragmatik
bir karar verici olduğu göstermektedir. Bu bağlamda iktidarını sürdürmek için
güçlü ilişkiler kurmaya inandığı için stratejik esnekliğe sahiptir ve
hedeflerine varmak için başka ülkelerin ve grupların desteğine ihtiyaç
duyduğunun da farkında olduğu söylenebilir. Hedeflerine ulaşmak için taktik
tavizler verme eğilimi bulunmakta ve ittifakları ideolojik olmaktan ziyade
pragmatik gerekçelerle kurduğu ifade edilebilir. İktidara geldiğinde
Suriye’deki azınlık gruplara hoşgörülü olacağını ifade etmesi, pragmatik
ihtiyaçlara göre pozisyon aldığını gösterirken, iktidarı tehdit altında
hissettiğinde örgütçü kimliğine dönüp sert ve aşırı önlemler alabileceğini de
göstermektedir. İttifak kurduğu gruplarla, güven, güvensizlik veya ideolojik
saikler üzerinden ilişki kurmak yerine geçmiş ittifak tecrübelerine dayanarak
kurduğu ileri sürülebilir. Otoritesine meydan okunmaması koşulu ile müzakereye
ve siyasi uzlaşmaya açık bir kişi olduğu da söylenebilir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Suriye devlet başkanı Ahmet El Şara’ın
psikolojik profili dikkate alındığında otoritesine karşı meydan okunduğunda
Colani kimliğinin aktive olup sert ve aşırı önlemler almaya eğilimli
olabileceğini göstermektedir. Son dönemde Lazkiye bölgesinde yaşanan Esad
döneminden kalan unsurların mevcut Suriye yönetimine yönelik eylemleri
yönetimin radikal adımlar atmasını tetiklemiştir. İran ve İsrail Ahmet El
Şara’nın, liderlik özelliklerine dair bilgilere sahip olduğu için Suriye’de
bütün gruplarla bir ittifak kurulmadan önce yönetimin uzlaşmacı yapısını
baltalamak ve sert adımlar atmasını sağlamak için bu tarz kışkırtıcı
faaliyetleri organize etmiş olma ihtimalleri yüksektir.
Suriye devlet başkanının Colani kimliği,
kendi katı ideolojisine ve küçük grubuna dayalı bir iktidarı ve kimliği temsil
ederken, Ahmet El Şara kimliği ise uzlaşmacı ve pragmatik kimliğini temsil
etmektedir. Bu kimliğin hangisinin kalıcı olacağı, İran ve İsrail’in Suriye
içindeki etkinliği ve Türkiye’nin Ahmet El Şara kimliğini güçlendirip siyasi
açıdan uzlaşmacı ve tüm tarafları bir şekilde yönetime dâhil etme becerisine
yeterince destek sağlayabilip, sağlayamayacağına bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.