31 Ekim 2021 Pazar

AHLAK VE DİN

Ahlakı anlamak için önce insanın fıtratına (doğasına, yapısına) bakmak lazım. Nedir fıtrat? Bir bakış açısına göre her varlığın nüvesi, mayası, özüdür, varlıksal, içsel değerlerdir fıtrat. Yani o varlığın özünde nelerin olduğunu anlamak için özüne, içeriğine bakmak lazım deriz ya…

İnsan ahlakı iki temel kaynağa sahiptir.

1-İnsanlığın varoluştan gelen, VİCDANDAN KAYNAKLANAN varlıksal bir ahlak. (Varoluşsal ve fıtrat deyince hemen yaratıcıya bağlamayın. Oluştuğu madde ve veriler anlamında söylüyorum.)

2- Sonradan kazandığı bir takım tutum, davranış, iyi ve güzel niteliklerin bütünü olan ahlak.

Bu iki temeldeki tek kural ise “Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamaktır.” Sonradan kazanılan ahlak, aklın, ailenin, çevrenin toplumun, zamanın, coğrafyanın, kültürlerin üretimidir, dinlerin değil. Dinlerle gelen bir ahlak yoktur. Aksine döneminin ahlak kuralları dini metinlere de sokulmuştur. Yani ahlak zamana ve şartlara göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle sonradan kazanılan ahlak, evrensel olmadığı gibi kaynağı da “yaratıcı” değildir.

İnsanın özünde varlıksal ahlak dışında neler vardır? Daha insan var olmadan önce dinler ortada yokken, özünde nelerin olacağı/olduğu, çevresel şartlar gereği belli idi. Nelerdir bu insanın özünde olanlar? AKIL, VİCDAN, ADALET, SEVGİ. İşte bu değerler, din ve diğer kavramlar yokken insanlığın özünde vardı. Bu değerler, dinler ile ortaya çıkmış veya dinler tarafından kazandırılmış değerler DEĞİLDİR! Bu değerler, DİNİ değerler değillerdir! Varlıksal öz değerleridir. Bu değerler Arap ya da başka bir milliyete ait olamazlar. Tüm insanlığa ait değerlerdir. Bu değerler tüm dinlerden ve Araplardan önce de vardı. Din ise insan özüne ait değildir, insan üretimidir! Dinler, insana özünde olan ve unuttuğu bu kavramları, hatırlatmak için kendisinin oluşturduğu bir düzen ve sistemdir. Yani dinleri ve kurallarını insanoğlu kendisi oluşturmuştur. Toplum ve bireylerin inşası, biçimlendirilmesi için bir dine ve elçiye ihtiyaç olmadığı gibi ille de bir kaynak, dayanak, referans aranıyor ise insanlığın evrensel ve ortak olan AKIL, VİCDAN, ADALET, SEVGİ değerleri yeterli kaynak ve dayanaktır.

Bu özün ve değerlerin olması, bir dinin ve elçinin olması veya oldurulması gerektiği anlamına gelmiyor. Bunlar sadece VAROLUŞSAL ÖZE AİT DEĞERLERDİR. İlle de bir din arayışındaysanız eğer tüm insanlığın ortak değeri olan ve kabul edebilecekleri bir (AKIL, VİCDAN, ADALET, AHLAK, SEVGİ, BİLİM) dini oluşturulmalıdır. Adı da BARIŞ DİNİ, SEVGİ DİNİ, İNSANLIK DİNİ ya da EVRENSEL DİN olsun. Bu dinin referans ve kuralları da insanın özündeki bu ilkelere dayanmalıdır.

Deniyor ki “İnsanoğlu yaratıldı ise başıboş mu bırakıldı? Kendi haline bırakılan insanoğlu kendini nasıl, neye, kime göre geliştirmeyi başaracak?’’ İnsan yaratılmadı ama fıtrat olarak da boş değil. Tüm insanlığın özünde sonsuza dek ortak değerler olan AKIL, VİCDAN, ADALET, SEVGİ, kaynak, dayanak ve elçi olarak var, bunları kullanmak yeterli! Yani gidip de Arap’ın ya da başka bir milletteki uyanıkların bireysel fikirlerinin peşinden gitmemeli!

Diğer bir soru da "Kimin aklına, vicdanına, adaletine, sevgisine, ahlakına göre hareket edeceğiz?" Sorusudur. İnsanlığın bir kişisel Aklı, Vicdanı, Adaleti, Sevgisi, Ahlakı vardır; bir de yaşadığı toplum ve coğrafyaya uygun ortak yerel Aklı, Vicdanı, Adaleti, Sevgisi ve Ahlakı vardır. En önemlisi bunların da üzerinde ortak Evrensel Aklı, Evrensel Adaleti, Evrensel Vicdanı, Evrensel Sevgisi, Evrensel Ahlakı vardır. Bunlar insanlığın EVRENSEL ve ORTAK değerleridir. Her değerin kendi çapında kuralları, hakları, düzeni, hukuku, yaptırımı vardır. Kişisel olanlar kişisel tabanda, yerel olanlar yerel tabanda, Evrensel olanlar Evrensel tabanda hukukunu oluşturur, yaşanır ve uygulanır. Bireysel olanlar yerele, yerel olanlar Evrensele tabi olursa asla karışıklık oluşmaz.

İnsanın içinde bulunduğu şartlara, coğrafyaya, kültüre göre ahlaki değerler farklılık ve değişim gösterebilir. Bu kimseyi ne diğerinden üstün ne çok ahlaklı ne de çok ahlaksız yapmaz.

Ahlakın temellendirilmesi bir …izm ile değil vicdan ile olur. Bir insanda Vicdan kaybolursa eğer önce adalet sonra sevgi ve ahlak da kaybolur. (Vicdan kendi içinde adalet ve hukuku da barındır.) İradesini baskı ve zulümden yana kullanmaya başlar. O nedenle Ahlakın etkileşimi Akıl, Vicdan, Adalet, Sevgi, çevre ve Coğrafya iledir. Din bir kurum değildir. Din; sadece insana özünü hatırlatıp, “inandığı yaratıcısı” ile arasındaki bağı sağlam tutmak için, insanlar tarafından ihtiyaca göre kişisel kullanım için oluşturulmuş, bir çeşit kullanma kılavuzudur. O YÜZDEN AKLIN, ADALETİN, AHLAKIN, VİCDANIN, SEVGİNİN ERDEMLEŞTİREMEDİĞİ İNSANI, DİN ERDEMLEŞTİREMEZ. AKLINIZ, VİCDANINIZ, ADALETİNİZ, SEVGİNİZ, AHLAKINIZ YOKSA EĞER DİNİNİZ HİÇBİR İŞE YARAMIYOR VE NE YAZIK Kİ SİZİ İNSAN YAPMIYOR.

Kısmen evrensel olan ahlak, aynı zamanda tüm insanlığın ve şartların ortak değerini taşır. Örneğin insan öldürmek, çalmak, tecavüz etmek, adaletsiz davranmak, baskı, zulüm, fikir hürriyetsizliği, fikir dayatmak gibi eylemler evrensel ahlaksızlık kabul edilir. Bazı evrensel ahlak kuralları aynı zamanda evrensel hukuka dönüşmüştür.

Evrensel ahlakın kaynağı; akıldır, vicdandır. Sonradan kazanılan ahlakın kaynağı ise coğrafyadır, şartlardır. Yani zamana ve şartlara göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle ahlakın kaynağı ASLA yaratıcı ve dinler değildir.

Bugün insanlık bırakın bireyseli yerel olan ortak vicdanını kaybettiği içindir ki dindar bile olsalar ahlaksızlık, adaletsizlik kol geziyor. Hırsızlıklar, yolsuzluklar, bebek tecavüzleri, kadına şiddet ve öldürmeler, hukuksuzluk ve zulümler karşısında tepkisiz kalan vicdanlar, kendi vicdanına teslim olmayan insanlık baskı ve zulüm altında adaletini arayamadığı gibi sevgisini de kaybetmiş. Hiçbir din de bunu engelleyememiş. Hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak ahlaksızlık konusunda tepkisiz ve riyakâr davrananlar, kendi hataları ile kendi sonlarını hazırlıyorlar. Kurtuluş ise toplumun ortak aklında, vicdanında, adaletinde, sevgisinde, ahlakında ve iradesindedir.

İnsanın fıtratına en uygun yaşam tarzını ise din değil, bu saydığımız ortak değerler Akıl, Vicdan, Adalet, Sevgi, Ahlak ile şartlar, coğrafya ve hukuk belirler.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazarak, düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.